Kronik Diyabetik Tavşanlarda İntralezyonel EGF Uygulamasının İskemik ve İskemik Olmayan Yaraların İyileşmesi Üzerine Etkinliğinin Araştırılması: Deneysel Çalışma


Köse A. A. (Yürütücü), Uzuner M.

Yükseköğretim Kurumları Destekli Proje, 2017 - 2019

  • Proje Türü: Yükseköğretim Kurumları Destekli Proje
  • Başlama Tarihi: Temmuz 2017
  • Bitiş Tarihi: Şubat 2019

Proje Özeti

Yara iyileşmesi moleküler düzeyde pek çok büyüme faktörünün organize ettiği inflamasyon, yeni damar, ekstrasellüler matriks dokusu ve örtücü epitel oluşumu ve remodeling süreçleri ile seyreden kompleks bir olaylar bütünüdür. Diabet gibi kronik hastalıklarda bozulmuş immün yanıt, uzamış inflamasyon, büyüme faktör sentezinin azalması, ekstrasellüler matriks oluşumunda dengesizlikler /yetersizlikler bu kompleks zincirin bozulmasına neden olur. 

Uluslarası Diabet Federasyonunun 2015 verilerine göre küresel sağlık harcamalarının %12 sini diabet harcamaları oluşturmaktadır(1).  Türkiye Diyabet, Hipertansiyon, Obezite ve Endokrinolojik Hastalıklar Prevalans Çalışması-II (TURDEP-II Çalışması)’nın saha araştırmasının 2010 verilerine göre Türkiyede diabet sıklığı %10 un üzerindedir ve TURDEP-1 e göre diabet prevalansı %90 oranında artmıştır (2).

 

Kontrolsüz diabetin yol açtığı ayak yaralarında yara iyileşme süreçlerinin etkilenimi endotelial hücre migrasyon ve proliferasyonu  dolayısıyla angiogenez bozulması,  kollajen sentezi azalması; epitelizasyon süresinin uzaması olarak karşımıza çıkmakta; bu hastaların tedavisini uzun, zahmetli ve çok masraflı hale getirmektedir. Çoğu zaman onca emek ve masrafa rağmen ampütasyonlar kaçınılmaz olmaktadır. Diabetik ayak yaralı hastalarda iyileşmeyi hızlandıracak, hastanede kalış süresini kısaltacak, ampütasyona gidişi engelleyecek, düşük maliyetli bir tedavi alternatifi pek çok branşın araştırma –inceleme konusu olmuştur. 

Bu çalışmalarda yara iyileşmesinin farklı süreçleri farklı ilaç, ürün vb yöntemlerle uyarılmaya çalışılmıştır. Epidermal büyüme faktörü de bu amaçla araştırılan büyüme faktörlerinden biridir ve ilk başta fare kaynaklı daha sonra insan kaynaklı olarak izole edilip çeşitli bölge yaralarında etkinliği araştırılmıştır. Yara iyileşmesi sürecinde başta trombositler olmak üzere mast hücreleri ve fibroblastlardan salınan, insan kaynaklı epidermal büyüme faktörü (rhEGF) ilk kez 1975 yılında izole edilmiştir. Biyolojik aktivitesine bakıldığında ektodermal hücrelerde protein, RNA,DNA sentezini uyardığı; epidermal hücrelerde büyümeyi ve keratinizasyonu stimule ettiği görülür (3). Ayrıca dermal fibroblastlarda mitozu arttırdığı ve anjiogenezi uyardığı da bilinmektedir (4). Recombinant-DNA teknolojisi ile yüksek miktarlarda insan kaynaklı epidermal büyüme faktörü üretilebilmektedir. İlk üretim yeri olan Havana Bioteknoloji Enstitüsünde 1988 den beri yanık hastalarında ve kronik yaralarda klinik denemelerde kullanılmış; güvenliği test edilmiştir (5). Literatürde yapılan taramalarda EGF in çeşitli klinik ve deneysel diabetik yara çalışmasında kullanılıp başarılı sonuçlar alındığı görülmektedir. Ancak bu çalışmalarda iskemi ve nöropati unsuru pek dikkate alınmamıştır; hemen daima streptozotosin veya alloksan ile diabetik hale getirilmiş rat sırtlarında açılan yaralarda uygulamalar gerçekleştirilmiştir (6,7,8).  Zemininde yumuşak doku olan bu yara modelleri kliniği taklit etmekten uzaktır. Diabetik ayak yarasında olduğu gibi makroanjiopatinin yanısıra nöropatisi de olan, zeminde enfekte/kontamine avasküler kıkırdak veya kemik  olan yaralar, klinikte gördüğümüz diabetik ayak yaralarını daha çok temsil etme kapasitesini taşırlar. 

EGF pahalı ve ithal bir üründür; Küba’da üretilmesine rağmen farklı bir ülkeden ithal edilmektedir. Türkiye’de diabet ve komplikasyonlarının  sağlık harcamalarında önemli pay sahibi olması nedeni ile EGF için önerilen kullanım yönteminin etkilerini, kontraksiyon ile iyileşmenin minimal olduğu modelde araştırılıp daha iyi kavranması amaçlandı. Bu amaçla, literatür taramasında Chien ve Wilhelmi’nin tarif ettiği tavşan kulak yara modeli en elverişli model olarak görüldü(9).

Bu  modelde  diabetik ve diabetik olmayan tavşanlarda yara iyileşmesi karşılaştırılabilirken, aynı tavşanda iskemik-nöropatik / iskemik ve nöropatik olmayan karşılaştırmasının yapılabilmesi de çalışmanın kapsamını destekleyebilecektir. Yine daha önce araştırılmamış olan EGFin diabetik olmayan ama iskemik yara  uygulamasının etkileri de   görülebilecektir.