Altay Y. (Yürütücü), Kaya S., Karslı T., Argun Karslı B., Eralp İnan O., Gedik Y., et al.
Yükseköğretim Kurumları Destekli Proje, 2024 - 2026
İlk evcilleştirilen türler arasında bulunan
koyun, evcilleştirildiği tarihten bu yana insanlar için önemli bir çiftlik
hayvanı olmuştur. Zayıf mera, otlak ve anız alanların değerlendirilmesi, kırsal
istihdama olan katkısı gibi nedenlerden ötürü tüm dünyada olduğu gibi
Türkiye’de de hayvancılık faaliyetleri arasında önemli bir yer tutar. Türkiye,
yaklaşık 45 milyon baş koyun varlığı ile dünyada 6., Avrupa’da ise 1. sırada
yer almaktadır. Türkiye’de toplam kırmızı et üretiminin %19.9’u, süt üretiminin
de % 4.9’u koyunlardan sağlanmaktadır. Türkiye koyun varlığının %91’ini yerli
ırklar, %9’unu (yaklaşık 4 milyon baş)
Merinos ve melezleri oluşturmaktadır.
Küresel iklim
değişikliği sürdürülebilir tarımsal üretim için büyük risk oluşturmaktadır. Küresel iklim değişikliği kaynaklı sıcaklık artışları, termal
stres, ekstrem hava olayları ve kuraklık tarım sektörünü olumsuz
etkilemektedir. Küresel iklim değişikliğinin çiftlik hayvanlarında en büyük
etkisi biyoçeşitlilikte azalma, sıcaklık stresine bağlı verim kayıpları, yeni
hastalık ya da parazitlerin ortaya çıkma olasılığı ve üreme ile ilgili sorunlar
olacaktır. Bu nedenle çiftlik hayvanlarında artan sıcaklıklara adaptasyon
yeteneği yüksek hayvanların elde edilmesi ve bunların populasyonlardaki
frekansının artırılması zorunlu hale gelmektedir.
Geçtiğimiz 30 yılda çiftlik hayvanlarında ekonomik verimler
ya da adaptif özelliklerle ilgili gen bölgelerinin belirlenmesinde PCR temelli klasik
marker yöntemleri kullanılmıştır. Bu yöntemlerle az sayıda lokusun çalışılması
tüm genomun küçük bir kısmını yansıtması nedeniyle ıslah çalışmalarında elde
edilen başarı sınırlı düzeyde kalmıştır. Ancak günümüzde Yeni Nesil Sekanslama
(YNS) teknolojilerinde yaşanan gelişim bu engelleri aşmak için araştırmacılara yeni
fırsatlar sunmuştur. YNS teknolojileri
diğer alanlarda olduğu gibi çiftlik hayvanlarında da tüm genomdan yüksek
yoğunlukta SNP verisi elde edilmesine olanak sağlamaktadır. Elde edilen bu SNP’ler
Genom Boyu İlişki Analizi (GWAS) ile fenotipik özelliklerle ilişkilendirilerek
aday genler belirlenmektedir. Belirlenen
aday genler ise Genomik Seleksiyon (GS) çalışmalarında kullanılmaktadır.
Önerilen projede koyunlarda RADseq metodu ile tüm
genomdan elde edilecek yüksek yoğunluktaki SNP verileriyle, ısı stresi ile
ilişkili elde edilecek termo-fizyolojik fenotipik özellikler arasındaki
ilişkinin Genom Boyu İlişki Analizi (GWAS) ile belirlenmesi
amaçlanmaktadır.