III. ULUSLARARASI TÜRK DİLİ VE EDEBİYATLARI ÖĞRETİMİ SEMPOZYUM BİLDİRİLERİ, Ankara, Türkiye, 20 - 21 Mayıs 2021, ss.423-429
Dünya, geçen yüzyıla göre birçok alanda değişmiş ve gelişmiştir. Endüstri devriminin ortaya çıkardığı bu değişme ve gelişmeler yeni bir hayat düzeni oluşturmuş, teknoloji -özellikle internet- sayesinde / yüzünden yaşam koşullarını yükseltmek isteyen bir vatandaş tipi yaratmıştır. Bahsi geçen değişme ve gelişmeler sadece doğa bilimlerinde değil, sosyal bilimlerde de kendini göstermektedir. Geçen yüzyılda okuma yazma bilmek ve temel dil becerilerine sahip olmak vatandaşlar için yeterli iken günümüzde bunların yanında eleştirel düşünme, edebî okuma ve yazma gibi beceriler de her vatandaşın beklentisidir. Bununla birlikte geçen yüzyıla nazaran dezavantajlı gruplara yönelik hassasiyet de artmış, değişik nedenlerden dolayı yaşıtlarıyla ve sınıf arkadaşlarıyla aynı düzeyde ol(a)mayan bireyler için de farklılaştırılmış öğretim uygulamaları düşünülmüştür. Okul öncesinde ve temel eğitim düzeyinde eskiye nazaran daha çok önem verilen bu dezavantajlı gruplar, ortaokul ve lise için de söz konusudur. Matematik, fen bilgisi, beden eğitimi ve müzik gibi branşlarda öğretim programları tasarlanıp uygulanırken dezavantajlı gruplar da dikkate alınmakta ve müfredatların alt bileşenleri mümkün oldukça bu doğrultuda farklılaştırılmaktadır. Dezavantajlı gruplar dikkate alınarak tasarlanan bu farklılaştırma çalışmaları Türk eğitim sisteminin mihver derslerinden Türk dili ve edebiyatı dersi için de söz olmalıdır. Bu araştırmanın amacı, “Türk dili ve edebiyatı öğretiminin kapsayıcı eğitim ilkelerine göre değerlendirilmesi”dir. Araştırmada nitel araştırma yöntemlerinden doküman analizi tekniği kullanılmıştır. Araştırmada ortaya çıkan bulgulara göre Türk Dili ve Edebiyatı öğretim programının, genel amaçları yönüyle kapsayıcı eğitim ilkelerine uygun görülmekle birlikte, başta hedef kazanımları olmak üzere öğretme öğrenme süreçleri ve ölçme değerlendirme süreçleri açısından özellikle dezavantajlı gruplara hitap edecek şekilde tasarlanmadığı söylenebilir. Araştırma sonuçlarına bakıldığında Türk dili edebiyatı Öğretim programının dezavantajlı öğrencileri de dikkate alacak şekilde yeniden tasarlanmasına ve bu süreçte özellikle kapsayıcı eğitim alanında çalışan uzmanlardan yararlanılmasına ihtiyaç olduğu söylenbilir.
Anahtar Kelimeler: Dil Öğretimi, Edebiyat Öğretimi, Kapsayıcı Eğitim, Farklılaştırma
The world has changed and developed in many areas compared to the last century. These changes and developments brought about by the industrial revolution have created a new life order and created a type of citizen who wants to improve their living conditions thanks to technology -especially the internet-. The mentioned changes and developments show themselves not only in natural sciences but also in social sciences. While it was sufficient for citizens to be literate and have basic language skills in the last century, skills such as critical thinking, literary reading and writing are also the expectation of every citizen today. However, sensitivity towards disadvantaged groups has also increased compared to the last century, and differentiated teaching practices have been considered for individuals who cannot/cannot be at the same level with their peers and classmates due to various reasons. These disadvantaged groups, which are given more importance at pre-school and basic education level compared to the past, are also in question for secondary and high schools. While designing and implementing curricula in branches such as mathematics, science, physical education and music, disadvantaged groups are also taken into account and the sub-components of the curricula are differentiated accordingly. These differentiation studies, which are designed by considering the disadvantaged groups, should also be the talk of the Turkish language and literature course, which is one of the axis courses of the Turkish education system. The aim of this research is to evaluate the teaching of Turkish language and literature according to the principles of inclusive education. Document analysis technique, one of the qualitative research methods, was used in the research. According to the findings of the research, it can be said that the Turkish Language and Literature curriculum is not designed to appeal to disadvantaged groups in terms of teaching-learning processes and measurement-evaluation processes, especially target acquisitions, although it is seen as suitable for inclusive education principles in terms of its general purposes. Considering the results of the research, it can be said that the Turkish language literature curriculum needs to be redesigned to take into account the disadvantaged students and that experts working in the field of inclusive education should be used in this process.
Keywords: Language Teaching, Literature Teaching, Inclusive Education, Differentiation