Asitan Yayınları, İstanbul, 2022
Bu çalışmada
Adıyaman yöresinde yaşayan Alevilerin dini ve sosyal hayatının merkezinde yer
alan dini otorite mekanizmasının işleyişi ve bu otoritenin süreç içerisinde
uğradığı değişim/süreklilik ilişkisi incelenmiştir. Alevilerin inanç ve yaşayış
bakımından dini önderlik pozisyonunda bulunan dedelik kurumu, bu kurumu
temsilen bir dini otorite tipi olarak dedenin topluluk üzerindeki etkileri,
denetleme ve uzlaştırma fonksiyonları temel bir problem olarak ele alınmıştır.
Bunun yanı sıra, genel sosyal değişme bağlamında, topluluk üyeleri arasında özellikle
de kentlerde yaşayan gençlerin dedelere karşı tutumları ve onları bir otorite
olarak görüp görmedikleri tartışılmıştır.
Alevilik, yer
yer İslam öncesi geleneksel Türk inanç ve pratikleriyle, İslamlaşma sonrası
kazanılan İslami inanç, değer ve pratiklerin adeta bir sentezini sunmaktadır.
Burada daha çok sözlü kültüre özgü dini anlatılar, efsaneler ve pratikler öne
çıkmaktadır. Dedelik kurumu da bu inanç sisteminin merkezinde yer almaktadır.
Dedelik kurumu, ocak kültü ve
musahiplik gibi asli kuruluşlarla hem dedelerin rolünü ve etkinliğini meşrulaştıran
hem de topluluk üzerinde otorite ve denetleme gücü kazandıran bir mekanizma
olarak çalışmaktadır.
Toplumsal
değişme sürecinde araştırma alanındaki dedelerin rolünde ve etkinliğinde bir
farklılaşmanın olduğu görülmüştür. Kırsal alanlarda bu etkiler daha çok sosyal
alanlarda uzlaştırıcı bir rol oynarken, kentlerde ve eğitim düzeyi yüksek
kesimlerde dedelerin dini bir otorite olarak görülmesi geleneksel Alevi kimliği
için sembolik bir değer taşımaktadır. Bunun yanında, araştırma alanına yansıyan
şekliyle, özellikle genç kuşaklarda geleneksel alevi kültürüne ve ritüellerine
bir eğilim görülmekle birlikte, dedelerin küresel çağda ‘kendilerini
yenileyememiş’ olmalarına atfedilen bir otorite kaybından da söz edilebilir.
Araştırmada nitel yöntem esas alınmış, veri toplama tekniklerinden katılımlı
gözlem, derinlemesine görüşme ve literatür incelemesi kullanılmıştır.
In this study, the functioning of the religious authority mechanism, which is at the center of the religious and social life of the Alevis living in the Adıyaman region, and the change/continuity relationship that this authority undergoes in the process are examined. Dedelik institution, which is in the position of religious leadership in terms of belief and life of Alevis, the effects of dede on the community as a type of religious authority representing this institution, and its control and reconciliation functions are considered as a fundamental problem. In addition, in the context of general social change, the attitudes of community members, especially young people living in cities, towards grandfathers and whether they see them as an authority were discussed.
Alevism presents a synthesis of traditional Turkish beliefs and practices, sometimes pre-Islamic, and Islamic beliefs, values and practices gained after Islamization. Here, religious narratives, legends and practices specific to oral culture come to the fore. Dedelik institution is also at the center of this belief system. The Dedelik institution works with essential institutions such as the Ocak cult and the companionship, as a mechanism that legitimizes the role and effectiveness of the dedes and gains authority and control over the community.
It has been observed that there is a differentiation in the role and effectiveness of dedes in the research area in the process of social change. While these effects play a conciliatory role in social areas in rural areas, the fact that dedes are seen as a religious authority in cities and in areas with higher education has a symbolic value for the traditional Alevi identity. In addition, as reflected in the research area, there is a tendency towards traditional Alevi culture and rituals, especially in the younger generations, but it can also be mentioned that there is a loss of authority attributed to the fact that the dedes could not 'renew themselves' in the global age. In the research, qualitative method was taken as basis, and participatory observation, in-depth interview and literature review were used among the data collection techniques.