20. Ulusal Pediatrik Kardiyoloji ve Kalp Damar Cerrahisi Kongresi, Antalya, Türkiye, 10 - 13 Mart 2022, ss.33
Supraventriküler Aritmisi Olan Pediatrik Hasta Grubunda Koroner Sinüs Ablasyonları; Tek Merkez 8
Yıllık Deneyim
Hacer Kamalı̇ , Hasan Candaş Kafalı̇ , Bahar Caran, Ayşe Sülü, Alper Güzeltaş, Yakup Ergül
Sağlık Bilimleri Üniversitesi, Mehmet Akif Ersoy Göğüs Kalp ve Damar Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi,
Pediyatrik Kardiyoloji Kliniği
GİRİŞ-AMAÇ: Koroner sinüs içi ablasyonlar, atriyal taşiaritmiler (atriyal makroreentri, fokal atriyal taşikardi,
atriyal flutter ve fibrilasyonlar), aksesuar yollar (AP), AV nodal reentran taşikardiler (CS ostium) ve hatta
ventriküler taşikardi dahil olmak üzere çeşitli aritmik substratlar için yapılabilmektedir. Bu çalışmanın amacı,
koroner sinüste yapılan ablasyonların güvenliği ve etkinliği konusundaki deneyimlerimizi ortaya koymaktır.
GEREÇ-YÖNTEM: Ekim 2013'ten Ekim 2021'e kadar tek bir merkez tarafından koroner sinüste ablasyon
uygulanan tüm hastaların verileri retrospektif olarak incelendi. Klinik başvuru, taşikardiye neden olan aritminin
tipi, ablasyon prosedürü ve sonuçları kaydedildi.
BULGULAR: Çalışmaya 27 olgu dahil edildi. Bu çalışmanın planlandığı merkezin 8 yıllık elektrofizyolojik
ablasyon sayısı 1450 dir. Olguların ortanca yaş ve ağırlıkları 11 yaş ( min 4,3 max 18 yaş) ve 43,5 kg ( min 16
max 110 kg) idi. Olguların 19 tanesi (%70,4) Wolff–Parkinson–White Sendromu (WPW)( 9/19 supraventriküler
taşikardi ile, 8/19 olgu asemptomatik WPW, 2/19 olgu hızlı geçişli atrial fibrilasyona bağlı senkop ile) tanısı ile
takipli iken 4 olgu (%14,8) gizli aksesuar yolu olan SVT ile, 2 olgu (%7,4) fokal atrial taşikardi (FAT) ve 2 (%7,4)
olgu permanent junctional reciprocating tachycardia (PJRT) tanısı ile takipli idi. Olguların özgeçmişinde bir
olgunun tek ventrikül tamiri yapılan Glen anastomozu olduğu, 3 olgunun taşikardinin tetiklediği dilate
kardiyomiyopati olduğu ve 2 olgunun hızlı geçişli atrial fibrilasyona bağlı senkop nedeniyle kardiyoversiyon
yapıldığı öğrenildi. On olgu daha önce farklı farklı merkezde ablasyon yapılmış olgulardı. Özellikle koroner sinüs
divertikülü saptanan 11/19 olguda Lead 2,3 ve aVF de negatif delta dalgası dikkat çekiciydi. İki olguda 2 ayrı
aksesuar yol vardı. Manifest aksesuar yolu olan 19 olgudan 15(%79) tanesinin akseuar yolu riskli, 3 (%15,7)
tanesinin sınırda riskli olup bir tanesinin akseuar yol riskli değildi ve hepsi adenozin yanıtsızdı. Transseptal yol
17/27 (%63) olguda uygulandı ve floro 25/27 (%92,5) olguda kullanıldı. Ortanca floro süresi 9,45 sn (min 1 max
34,5) idi. Radyofrekans kateter (RF) ablasyon 25/27 (%92,5) olguda uygulandı ve 16/25(%64) olguda irrigated
kateter kullanıldı. Kriyoablasyon 4/27(%14,8) olguda uygulandı ve bunların 2 tanesine sonrasında RF ile kateter
ablasyon yapıldı. Ortanca prosedür süresi 186 dk (min 105 max 290 dk) ve prosedür tüm olgularda başarılı idi.
Koroner arter hasarı dahil herhangi bir komplikasyon izlemde görülmedi. Takip süresi ortanca 33 ay(min 1 max
72 ay) olup takipte hastalarda rekurrens izlenmedi.
SONUÇ: Fokal atrial taşikardi yada sol posteroseptal aksesuar yolların atrial taşiaritmilerinde, AV nodal reentran
taşikardilerde ve hatta PJRT de endokardiyal yol ile ablasyon başarısız olduğunda koroner sinüs içinden ablasyon
başarılı ve güvenli bir şekilde yapılabilir. Manifest akseuar yolu olan daha önce başarısız ablasyon girşimi olan ve
tipik elektrokardiyografik bulguları olan olgularda koroner sinüs divertikülünden şüphelenilmelidir. Koroner sinüs
içinden ablasyon yapılan vakalarda koroner arter hasarından kaçınmak için ablasyon bölgesinin ilk
değerlendirmesi için koroner sinüs anjiyografi yapılmalı ve ayrıca radyofrekans kateter ablasyonundan önce
koroner anjiyografi yapılmalıdır.
Koroner sinüs içinde radyofrekans ablasyonun klinik olarak tanınan komplikasyonlarının insidansı, yüksek hacimli
ve deneyimli merkezlerde düşük olduğu düşünüldü.
Anahtar Kelimeler: atrial aritmi, koroner sinüs, ablasyon