Sovyetlerin dağılması ile etnik temelli çatışma alanlarından birine dönüşen Kafkasya’da Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki sorun 1992 yılında AGİT’in konuya müdahil olmasıyla uluslararası bir nitelik kazanmıştır. Çok geçmeden imzalanan anlaşmayla soruna barışçıl yollardan çözüm aranmasına karşın gerek tarafların ortak paydada buluşamaması gerekse de Temas Hattında zaman zaman artan sıcak çatışmalar bölgede savaş ihtimalini her daim canlı tutmuştur. Nitekim, üzerine onlarca senaryo yazılan bu ihtimal 27 Eylül-10 Kasım 2020 tarihleri arasında gerçekleşmiş ve Minsk Grubu’nun masada sağlayamadığı çözüm sahada Azerbaycan’ın üstünlüğü ile sağlanmıştır. Çalışma, Azerbaycan-Ermenistan arasındaki sorunun çözümünde arzu edilmeyen seçenek olan savaş ihtimalinin gerçekleşmesinde en büyük sorumluluğu Minsk Grubu’nun taşıdığını iddia etmektedir. Bu kapsamda çalışmada, Dağlık Karabağ meselesinin bölgesel bir sorun iken tarafların AGİT’e üye olması ile küresel çözümsüzlüğe, oradan da Vatan Muharebesine dönüşmesinde Minsk Grubu’nun etkisi ele alınmaktadır. Ayrıca çalışmanın son bölümünde 44 günlük savaşa giden süreç ve imzalanan anlaşmaya yer verilerek Savaşın taraflar üzerindeki etkileri değerlendirilmiştir.
The problem between Azerbaijan and Armenia in the Caucasus, which turned into one of the areas of ethnic-based conflict with the dissolution of the Soviets, gained an international character in 1992 with the involvement of the OSCE in the issue. Despite seeking a peaceful solution to the problem with the agreement signed shortly after, both parties could not meet on a common ground and the hot conflicts that increased from time to time in the Front Line kept the possibility of war in the region always alive. Thus, this possibility, on which dozens of scenarios were written, took place between September 27 and November 10, 2020 and the solution that the Minsk Group could not provide on the table was achieved with the superiority of Azerbaijan in the field. The study claims that the Minsk Group bears the greatest responsibility for the realization of the possibility of war, which is an undesirable option in solving the problem between Azerbaijan and Armenia. In this context, in the study the influence of the Minsk Group is discussed on the transformation of the Nagorno-Karabakh issue from a regional problem to a global deadlock and then into the patriotic war. In addition, in the last part of the study, the process leading to the “Forty-Four Day War” and the agreement signed and the effects of the war on the parties are evaluated.