Bu çalışma örgütlerin yapı ve pratiklerinin kurumsal çevreye uygun olmadığı durumlarda bile uyumlu görünümü vermeyi başararak nasıl meşruiyet elde edebildiklerini kurumsal kuram yaklaşımıyla açıklamayı amaçlamaktadır. Bu nedenle “örgütsel dilin örgütsel meşruiyetteki rolü kurumsal kuramla açıklanabilir mi?” sorusunun cevabını aramaktadır. Araştırmada meşruiyet hükmünü veren değerlendiriciler, meşruiyet arayan örgütler ve değerlendiricilerde bu hükmü oluşturmak için örgütler tarafından kullanılan dil stratejileri incelenmiş ve analiz edilmiştir. Örgütlerin kurumsal yapının sembol ve kelimeleriyle inşa et-tikleri dili değerlendiricilerle iletişimlerinde kullandıkları ve böylelikle değerlendiricilerin pragmatik, bilişsel, ahlaki, değersel ve duygusal yönlerini etkileyerek meşruiyet hükmü oluşturdukları sonucuna ulaşılmıştır. Bu sonuç örgütsel dil ile örgütsel meşruiyet arasındaki ilişkinin her iki-sinin de kurumsal olgular olması sebebiyle kurumsal kuram bakış açısıyla daha anlaşılır bir şekilde açıklanabileceğini göstermiştir.
This study aims to explain through institutional theory how organizations can acquire legitimacy by achieving harmonious appearance even when the structures and practices of organizations don't conform to the institutional environment. Therefore it is seeking the answer of the question that "the role of organizational language in organizational legitimacy can be explained by institutional theory?". In the investigation have been examined and analyzed that legitimacy seeking organizations, evaluators who have given legitimacy and the language strategies used by organizations to create this provision in evaluators. They have come to the conclusion that the organizations use in communicating with the evaluators language that they build with the symbols and words of the institutional structure, thus constituting a provision of legitimacy by affecting the pragmatic, cognitive, moral, value and emotional aspects of evaluators. This result shows that the relationship between organizational language and organizational legitimacy can be explained more clearly in terms of institutional theory because both are institutional phenomena.