AĞRI İLE ORTAYA ÇIKAN BİR MELORHEOSTOZİS OLGUSU


Topak A., Çalışır C., Sarıay B., Kılıç V.

TÜRK MANYETİK REZONANS DERNEĞİ 26. YILLIK BİLİMSEL TOPLANTISI, Ankara, Türkiye, 26 - 28 Mayıs 2022, ss.222-224

  • Yayın Türü: Bildiri / Tam Metin Bildiri
  • Basıldığı Şehir: Ankara
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.222-224
  • Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

GİRİŞ

 

Melorheostozis (Leri hastalığı) kemikte skleroz şeklinde ortaya çıkan nadir bir mezenkimal displazisidir1. Melorheostozis, direkt grafide; bir mumun kenarından aşağıya akan balmumunu andıran karakteristik “akıcı hiperostoz” veya “akan mum” görünümüne sahiptir. Çocukluk döneminde genellikle asemptomatik olup başka nedenle çekilen direkt grafilerde rastlantısal olarak saptanır2. Klinik belirti verdiğinde en sık ağrı ve eklem kontraktürü şeklinde başvuru olur3.

Bu sunumda ağrı şikayeti ile başvuran erişkin bir hasta üzerinden Melorheostozis’te görüntüleme bulgularını anlatmayı amaçladık.

 

OLGU SUNUMU

 

42 yaşında kadın hasta sağ el ağrısı ile ortopedi polikliniğine başvurdu. Hasta bu bölgeye yönelik direkt grafi, sonrasında Bilgisayarlı Tomografi (BT) ve Manyetik Rezonans Görüntüleme (MRG) istemleri ile radyoloji kliniğine başvurdu. El anteroposterior (AP) ve oblik grafisinde sağ 3. metakarpal kemikte akan mum görünümü oluşturan kortikal hiperostoz görüldü (resim 1 ve 2). Aksiyel ve sagittal kesit BT görüntülerinde direkt grafiye benzer şekilde kortikal kalınlanlaşma izlendi (resim 3). Tanımlanan lezyon MR tetkikinde tüm sekanslarda hipointens olarak görüldü (resim 4 ve 5). Laboratuvar sonuçları normal olan hastada ön tanı olarak monostatik melorheostozis düşünüldü. Medikal tedavi sonrası ağrısı gerileyen hasta direkt grafi ile takibe alındı.

 

TARTIŞMA

 

Melorheostoz, ilk kez 1922'de Leri ve Joanny tarafından tanımlanan, nadir görülen bir kronik kemik hastalığıdır4. Erkek ve kadınlar eşit olarak etkilenir ve herediter geçiş bildirilmemiştir. Hastalığın başlangıcı sinsidir ve ilk semptom genellikle periost altı kemik oluşumu nedeniyle ağrıdır. Yavaş yavaş hareket kısıtlılığı ve eklem deformitesi gelişir5.

 

Melorheostoz monostatik veya poliostatik olabilir ve genellikle monomelik dağılım gösterir. Esas olarak üst ve alt ekstremite uzun kemikleri ile el ve ayağın kısa tübüler kemiklerini etkiler. Aksiyal iskeleti nadiren etkiler6. Bizim olgumuzda el kısa kemiğinde yerleşimliydi ve monostatik lezyon vardı.

 

Melorheostozis’in etyolojisi kesin olarak bilinmemektedir. Ancak Murray ve McCredie (1979), bu hastalıktaki hiperostotik lezyonlar ve sklerotomlar arasında iyi bir korelasyon saptamışlardır7. Hellemans J. ve arkadaşları ise hastalığın LEMD3 gen mutasyonu ile ilişkili olduğunu savunmuşlardır8.

 

Melorheostozis’te rutin laboratuvar bulguları genellikle normaldir. Direkt grafide akan mum görünümü karakteristiktir. MRG’de tüm sekanslarda düşük sinyalli olarak izlenir ve kontrast tutulumu göstermez. Ayırıcı tanıda osteom, parosteal osteosarkom, fokal skleroderma, hipertrofik osteoartropati, Caffey hastalığı ve sklerotik metastazlar vardır1.

 

Tedavi esas olarak semptomatik medikal tedavidir. Eksizyon sonrası rekürrens beklendiği için primer cerrahi tedavi önerilmez. Kontraktür durumunda operatif tedavi yapılabilir6. Bifosfonatların kemik ağrısını azalttığı, kemik lezyonunun ilerlemesini yavaşlattığı gösterilmiştir9.

 

Melorheostozis’li bir hastanın prognozu lezyon yerine ve yaygınlığına göre değişir. Melorheostozis hastada yaşam süresini etkilemez, ancak morbiditeyi etkileyebilir. Hastalık alevlenme dönemlerinin olduğu kronik bir seyir gösterir.

 

SONUÇ

 

Melorheostozis çok nadir görülen benign bir hastalıktır. Direkt grafide karakteristik akan mum bulgusu görülür. Kesin bir tedavisi olmayıp sadece semptomatik tedavi verilir. Benign bir hastalık olduğu için görüntüleme bulgularının bilinmesi önemlidir.