III. Uluslararası Mitoloji Sempozyumu, Ardahan, Türkiye, 18 - 20 Ekim 2022, ss.121
Yunan mitolojisinin trajik figürü Oidipus, bir aile trajedisinin önlenmesi yolunda hareket ederken önlemeye çalıştığı trajedinin başkahramanı durumuna gelmiş; hikâyesiyle, baba ve oğul ilişkileri düzleminde kurgusal bir tipe dönüşmüştür. Bireyin talih karşısında çaresiz durumunu ortaya koyan Oidipus mitosu, yazılı ve görsel olmak üzere çeşitli anlatım düzlemlerinde yeniden işlenen arketipik bir karakter ve metinlerarası bir unsur durumundadır. Tragedya türüyle birlikte mitolojiden temsil ve yazın alanına bir tip olarak aktarılmış olan Oidipus, yenidenyazım ve göndergeleştirim gibi metinsel-aşkınlık ilişkileri ekseninde klasik anlatılardan modern edebi metinlere aktarılarak işlenmiştir. Sigmund Freud’un tespit ettiği Oidipus Kompleksi çerçevesinde psikoloji ve psikiyatri alanlarında referans karaktere dönüşmüş; çoksesliliğin ve metinsel-aşkınlık ilişkilerinin temel dayanaklar hâline geldiği postmodernist anlatılarda ise çoğunlukla baba ve oğul izleğiyle örüntülenenanlatının başkahramanıyla özdeş olarak bulunmuştur. Metinsel-aşkınlık yöntemleri ve metinlerarası ilişkiler ekseninde doğrudan anılma yoluyla gönderge durumuna getirilen ya da anıştırılan arketipik bir karakter hâlini alan Oidipus, hikâyesinde yer alan diğer karakterlerin ana-metinlerde örüntüye dâhil edilmesi yoluyla da alt-metin ve gönderge metin düzleminde işlenmektedir. Murathan Mungan’ın 1987- 2017 yılları arasında yayımlanmış hikâyelerinden oluşan Kırk Oda, Üç Aynalı Kırk Oda, Yedi Kapılı Kırk Oda ve Dokuz Anahtarlı Kırk Oda adlı hikâye kitaplarından meydana gelen, önemli ölçüde mitik öyküler ve masallarla söyleşim ekseninde örülü dizi, Oidipus’un ve Oidipus hikâyesinde bulunan karakterlerin metinlerarası ilişkiler yoluyla ana-metinlerde anımsanması ve örüntülerin yeniden kurgulanmasıyla meydana getirilmiş hikâyeler içermektedir. Söz konusu hikâyelerde Oidipus mitosunun metinlerarası ilişkiler ve metinsel-aşkınlık ilişkilerini meydana getiren yöntemler bakımından incelenmesiyle, hikâyelerde ortaya çıkan metinsel-aşkınlık ilişkilerinin türleri ve ana-metinlerde temsil ettikleri anlam ve ifadelerin tespiti amaçlanmaktadır.
Oedipus, the tragic figure of Greek mythology, has become the protagonist of the tragedy he tried to prevent while acting on the way to prevent a family tragedy, with his story, he has turned into a fictional type on the level of father and son relations. The Oedipus myth, which reveals the helpless situation of the individual in the face of luck, is an archetypal character and an intertextual element that is reworked in various narrative planes, both written and visual. Oedipus, which has been transferred from mythology as a type to the field of representation and literature together with the tragedy genre, has been processed by transferring from classical narratives to modern literary texts on the axis of transtextual relations such as rewriting and referentialization. Within the framework of the Oedipus Complex identified by Sigmund Freud, it has become a reference character in the fields of psychology and psychiatry, in portmodernist narratives, where polyphony and transtextual relations have become the main pillars, it has been found to be identical with the protagonist of the narrative, which is mostly patterned with the theme of father and son. Oedipus, who takes the form of an archetypal character that is made or referred to as a referent through direct mention in the axis of transtextuality methods and intertextual relations, is processed on the hypo-text and referent-text plane by including the other characters in his story into the pattern in the base-texts. The series, which consists of the story books of Murathan Mungan published between 1987 and 2017, namely The Forty Rooms, The Forty Rooms with Three Mirrors, The Forty Rooms with Seven Doors and The Forty Rooms with Nine Keys, is knitted on the axis of dialogue with mythical stories and tales. It contains stories created by remembering the characters in the story of Oedipus in the base-texts through intertextual relations and reconstructing the patterns. It is aimed to determine the types of transtextuality that appear in the stories and the meanings and expressions they represent in the base-texts by examining the Oedipus myth in terms of intertextual relations and the methods that create transtextual relations in the stories in question.