ESKİ TÜRK TARİHİ ARAŞTIRMALARININ İKİ ÖNCÜ İSMİ: MUSTAFA CELALEDDİN PAŞA VE DAVID LÉON CAHUN


Akbaba Y.

SELCUK UNIVERSITESI TURKIYAT ARASTIRMALARI DERGISI-SELCUK UNIVERSITY JOURNAL OF STUDIES IN TURCOLOGY, sa.42, ss.531-546, 2017 (ESCI)

Özet

Avrupa’da başlayan bir süreç ile ağırlık kazanan Eski Türk tarihçiliği, Türkiye’de iç ve dış etkenlerle çalışılmaya başlanmıştır. Değişen tarihçilik anlayışının bu durumda etkisi büyüktür. Avrupa’da, seküler ve kendi içinde tutarlı tarih anlayışı, 18. yüzyılın sonlarına doğru yaygınlaşmış ve 19. yüzyılda da etkisini devam ettirmiştir. Eski Türk tarihçiliğinin başlangıcında oldukça mühim rol oynayan iki isim, Mustafa Celaleddin Paşa ve Léon Cahun da bu süreçten etkilenmiştir. Dönemin bu iki ismi üzerine Türkiye’de bu bağlamda çok az çalışma yapılmıştır. Ancak çalışmada da ortaya konulacağı üzere, eski Türk tarihçiliğinin tartışma konuları, alanın ilk eserlerinin ortaya konulduğu zamandan bugüne büyük ölçüde Avrupa’da şekillenmiştir. Türkiye’deki eski Türk tarihi eserleri ise büyük oranda Avrupa’da ortaya atılan tezlere antitez olarak yazılmıştır. Bu durumun örnekleri en erken dönemde dahi görülmektedir. Bu nedenle çalışmada eski Türk tarihçiliğinin ilk eserlerini veren iki önemli isim karşılaştırmalı olarak incelenecektir. İki eserdeki farklı ve benzer yönler, eserlerin hassasiyet noktaları, amaçları ve bu durumdan hareketle bu iki eserin Türk tarihinin antik çağının modern anlamda yazımına nasıl etki ettiği ortaya konulmaya çalışılacaktır.

The ancient Turkish historiography gained importance as a consequence of a process that started in Europe and worked in Turkey as a result of internal and external factors. In Europe, a secular and self-consistent understanding of history spread out at the end of the 18th century and continued its influence in the 19th century. The process also influenced two figures, Mustafa Celaleddin Pasha and Léon Cahun, who took a

very important role at the beginning of the ancient Turkish historiography. Nevertheless, on these two figures, few works have been done in Turkey in this context. However, as will be demonstrated in the study, the debates of the ancient Turkish historiography have been largely shaped in Europe since the first works of ancient Turkish history were put forward. Works written about ancient Turkish history in Turkey are substantially antithesis of the theses outlined in Europe. Examples of this situation could be seen in the earliest period of the ancient Turkish historiography. For this reason, two prominent names that gave the initial works of ancient Turkish historiography will be examined. The different and similar aspects, apprehensions, and aims of these two works and from this point of view