TIBBİ BİYOKİMYA LABORATUVARINDA GEREKSİZ TEST TEKRARLARININ ANALİZİ: GLUKOZ VE KREATİNİN TESTLERİNE DAYALI BİR DEĞERLENDİRME


Creative Commons License

Başoğlu Z., Işıklar Ö. Ö., Kocatürk E., Alataş İ. Ö.

TÜRK KLİNİK BİYOKİMYA DERNEĞİ XXV. Ulusal Klinik Biyokimya Kongresi, Antalya, Türkiye, 8 - 11 Mayıs 2025, cilt.23, ss.157-158, (Tam Metin Bildiri)

  • Yayın Türü: Bildiri / Tam Metin Bildiri
  • Cilt numarası: 23
  • Basıldığı Şehir: Antalya
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.157-158
  • Açık Arşiv Koleksiyonu: AVESİS Açık Erişim Koleksiyonu
  • Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Amaç: Laboratuvar testlerinin doğru ve etkili kullanımı, yalnızca hasta güvenliği açısından değil, aynı zamanda sağlık sisteminin kaynaklarının verimli yönetimi açısından da önemlidir. Şüpheli sonuçların tekrar edilmesi klinik uygulamalarda sık kullanılan bir yöntem olsa da bu tekrarların gerekliliği her zaman objektif kriterlere dayanmamaktadır. Bu çalışma, gereksiz test tekrarlarının sıklığını değerlendirmeyi ve bu uygulamaların laboratuvar işleyişindeki yerini irdeleyerek, klinik karar süreçlerinde gereklilik ilkesine dayalı bir yaklaşım geliştirilmesine katkı sunmayı amaçlamaktadır. Yöntem: Bu çalışma, 2022–2024 yılları arasında Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesi Tıbbi Biyokimya Laboratuvarı’nda, laboratuvar bilgi yönetim sistemi (LIS) üzerinden elde edilen veriler kullanılarak retrospektif olarak gerçekleştirildi. Çalışmaya, teknisyenler ve araştırma görevlisi asistan hekimler tarafından tekrar çalışılması istenen glukoz ve kreatinin testleri dahil edildi. Tekrara gönderilen testlerde hemoliz, lipemi, ikter ya da uç değer (upper/lower limit) uyarısı gibi otomatik alarmlar bulunmamaktaydı. Hasta yaş aralığı, tanı kriteri ya da ayaktan/yatan hasta ayrımı gözetilmedi. Testlere ait total kabul edilebilir hata (TEa) değerleri; iç kalite kontrol verilerinden elde edilen varyasyon katsayısı (CV) ve dış kalite kontrol verilerinden elde edilen bias oranları ile hesaplandı. Her bir testte, (ilk sonuç - tekrar sonucu) / ilk sonuç × 100 formülü ile yüzdesel fark hesaplandı ve bu fark TEa sınırı ile karşılaştırıldı. Hesaplanan fark TEa sınırları içinde kaldığında test “gereksiz tekrar”, dışında kaldığında ise “gerekli tekrar” olarak sınıflandırıldı. İlk ve tekrar sonuçlar arasındaki farkı değerlendirmek için Wilcoxon Signed-Rank Testi, gereksiz test tekrarlarının oranının anlamlılığını belirlemek için Binom Testi, personel grupları (asistan/teknisyen) arasındaki farkı incelemek için ise Ki-kare ve/veya Fisher’s Exact Testi kullanıldı. İstatistiksel analizlerde anlamlılık düzeyi p < 0.05 olarak kabul edildi. Bulgular: Çalışmaya toplamda 69 glukoz ve 98 kreatinin test tekrarı dahil edilmiştir. Glukoz testlerinde ilk ve tekrar ölçüm sonuçları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark saptanmamıştır (Wilcoxon Signed-Rank Test, p = 0.807). Buna karşın, kreatinin testlerinde ilk ve tekrar sonuçlar arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık bulunmuştur (Wilcoxon Signed-Rank Test, p = 0.004). Glukoz testlerinde yapılan tekrarların %97’si (n = 67), kreatinin testlerinin ise %94’ü (n = 92) total kabul edilebilir hata (TEa) sınırları içinde kalmış ve gereksiz tekrar olarak değerlendirilmiştir. Her iki test için yapılan Binom testleri sonucunda, gereksiz tekrar oranlarının istatistiksel olarak anlamlı düzeyde yüksek olduğu bulunmuştur (glukoz ve kreatinin için p < 0.001). Personel gruplarına göre gereksiz tekrar oranları karşılaştırıldığında; glukoz testlerinde teknisyenlere ait tekrarların %96’sı, asistanlara ait tekrarların ise %100’ü gereksiz olarak sınıflandırılmıştır. Kreatinin testlerinde ise bu oranlar sırasıyla %94 (n = 47/50) ve %93,8 (n = 45/48) olarak belirlenmiştir. Ancak bu farklar istatistiksel olarak anlamlı bulunmamıştır (glukoz için Fisher’s Exact Test, p = 1.000; kreatinin için Fisher’s Exact Test, p = 1.000). Sonuç: Glukoz ve kreatinin testlerinde yapılan tekrarların büyük çoğunluğu total kabul edilebilir hata sınırları içinde kalmış ve klinik açıdan gereksiz bulunmuştur. Bu durum, laboratuvarlarda test tekrarlarının sıklıkla sistematik bir alışkanlıkla, personel fark etmeksizin uygulandığını göstermektedir. Bulgular, mevcut laboratuvar uygulamalarının gözden geçirilmesi gerektiğine işaret etmekte; test tekrarlarının klinik gereklilik ilkesine dayalı, daha objektif ve standart bir yaklaşımla değerlendirilmesine yönelik farkındalık oluşturulmasının önemini vurgulamaktadır.