Çocuk Hastalarda Boş Sella Vakalarının Klinik Özelliklerinin Değerlendirilmesi


Boz Öncel E., Öztunalı Ç., Yarar C., Kırel B.

29. Ulusal Pediatrik Endokrinoloji ve Diyabet Kongresi, Antalya, Türkiye, 15 - 20 Nisan 2025, ss.208, (Özet Bildiri)

  • Yayın Türü: Bildiri / Özet Bildiri
  • Basıldığı Şehir: Antalya
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.208
  • Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Boş sella (BS) subaraknoid boşluğun intrasellar alana genişlemesiyle sella Tursikanın beyin

omurilik sıvısı (BOS) ile dolması ve hipofiz bezinin düzleşmesi ile sonuçlanan

anatomik bir durumdur. Çalışmamızda hastanemiz görüntüleme ve raporlama

sisteminden retrospektif tarama ile saptanan BS olgularının; BS anatomik yapısı,

etiyolojisi, sınıflaması ve klinik özellikleriyle beraber değerlendirilmesi

amaçlanmıştır. Çalışmaya BS saptanan 6 ay – 17 yaş arası 56 olgu (24 kız, 32 erkek)

dahil edildi. Hastaların radyolojik görüntüleri pediatrik radyolog tarafından tekrar

değerlendirildi. Tanı anında olguların 16’sına (%28,6) endokrinolojik nedenlerden

dolayı, 35 olguya (%62,5) nörolojik semptomları olması nedeniyle, beş olguya diğer

nedenlerle (lösemi tedavi sonrası, ortodontik şikayetler, travma gibi) kraniyal ve/veya

hipofiz MR görüntüleme yapıldığı saptandı. %37,5 olguda izole hipofizer hormon

eksikliği (büyüme hormonu eksikliği on olguda, bir olguda izole hipotiroidi, sekiz

olguda hiperprolaktinemi, iki olguda hipogonadizm) mevcut idi. %19,6 olguda ise

çoklu hipofiz hormon eksikliği mevcut idi. Hipofiz yüksekliği azaldıkça çoklu hipofiz

hormon eksikliği görülme oranı artmaktaydı (r=0,654; p=0,001). Olguların 38’inde

(%68) herhangi bir endokrinolojik problemi olmadan tesadüfi olarak BS saptandığı

görüldü. Tesadüfi BS saptananların 20’sinde tanı anında izole veya çoklu hipofizer

hormon eksiklikleri olduğu, yedisinde ise sonraki takiplerinde değişen derecede

hipopituitarizm (hipotiroidi, hipogonadizm, erken ergenlik) tespit edilmiştir. Sonuç

olarak hiçbir bulgusu olmayan BS olguları da dahil olmak üzere olgular tanı anında

endokrinolojik açıdan değerlendirilmelidir. Ayrıca ilerleyen dönemlerde gelişebilecek

yeni endokrinolojik problemleri erken tanı ve tedavi etmek amacıyla bu olguların

belirli aralıklarla takip edilmesi önerilir.