43. ULUSAL RADYOLOJİ KONGRESİ, Antalya, Türkiye, 1 - 06 Kasım 2022, ss.854-855
GİRİŞ VE AMAÇ
Akciğer herniasyonu, akciğer
dokusunun göğüs kafesinin dışına çıkması olarak tanımlanan nadir görülen bir
durumdur. Çoğunlukla travma veya torakotomi sonrasında ortaya çıkar. Lokalizasyon
olarak en sık interkostal aralıktan herniasyon gerçekleşir 1.
Bu sunumda torakotomi sonrası ortaya çıkan bir interkostal akciğer herniasyonu
üzerinden akciğer herniasyonunun sınıflamasını ve görüntüleme özelliklerini anlatmayı
amaçladık.
OLGU SUNUMU
Opere kolon kanseri ile takipte olan 72 yaşında kadın
hastanın rutin kontrolü için çekilen toraks ve abdomen Bilgisayarlı Tomografi
(BT) görüntüleri değerlendirildi. Hastanın toraks BT’sinde akciğer
parankiminin, sol 5. interkostal aralık anterolateral kesimden eksratorasik
alana herniasyonu izlendi (Resim 1, 2, 3 ve 4). Hastanın daha önce sol
akciğerden metastazektomi operasyonu geçirdiği öğrenildi. Hasta göğüs cerrahisine
refere edildi. Göğüs cerrahisi herniyi redükte edip göğüs duvarındaki defekti
tamir etti. Hastanın bir sonraki kontrol BT görüntülemesinde herniasyonun tamir
edildiği görüldü (Resim 5).
TARTIŞMA
Akciğer herniasyonu literatürde
ilk kez 1499’da Roland tarafından tanımlanmıştır2. Klinik olarak dispne, göğüs duvarında
ağrı veya ele gelen şişlik ile gelebileceği gibi asemptomatik de olabilir.
Herninin inkarserasyon ve strongülasyon riski vardır. Literatürde herninin
spinal kord basısına neden olabildiği de bildirilmiştir3.
Akciğer hernileri ilk kez 1847 yılında
Morel-Lavallee tarafından etiyoloji ve anatomiye göre sınıflandırılmıştır2.
Etiyolojiye göre akciğer hernileri konjenital veya kazanılmış olabilir.
Kazanılmış nedenler; travmatik, spontan, patolojik ve postoperatif olarak
sınıflanır. En sık travma sonrası ve postoperatif olarak ortaya çıkar. Ancak
herniasyonların %30’u şiddetli öksürük ve ağır kaldırma gibi nedenlere bağlı
spontan olarak gelişebilir4. Anatomik sınıflamaya göre ise akciğer
hernileri; servikal, torasik (interkostal), diafragmatik ve mediastinal
lokalizasyonlardan gelişebilir. En sık interkostal (%70) ve servikal (%30)
bölgede görülür. Bunların dışında 2021’de Özgür C. ve arkadaşları tarafından
“İntratorasik Ekstraplevral Akciğer Herniasyonu” şeklinde yeni bir anatomik lokasyon
tanımlanmıştır5.
Akciğer
herniasyonu tanısında ilk yapılacak görüntüleme akciğer grafisidir. Bizim olgumuzda akciğer grafisinde bulgu izlenmedi.
Kontrastlı toraks BT, herniasyonun gerçekleştiği defekti ve komplikasyon
durumunu gösterdiği için için akciğer herniasyonunu değerlendirmede altın
standart olarak kabul edilir6. Akciğer herniasyonu için yapılan
görüntülemede çekim esnasında hastaya valsalva manevrası yaptırmak tetkikin
duyarlılığını artırır. Valsalva yaptırmadan yapılan görüntülemede akciğer
dokusu redükte pozisyonda kalıp normal olarak değerlendirilebilir7.
Tedavide servikal bölgedeki asemptomatik herniler
takip edilebilir. İnterkostal akciğer hernilerinin kendiliğinden gerilemesi pek
beklenmediği için cerrahi tedavi önerilir8. Semptomatik hernilerde
ve dar boyunlu hernilerde de strongülasyon riski nedeniyle redüksiyon yapılmalı
ve defekt kapatılmalıdır9. Bizim hastamızda göğüs cerrahisi tarafından
cerrahi tedavi uygulandı.
SONUÇ
Akciğer
hernileri nadir görülen benign bir patolojidir. Klinik ve muayene bulguları ile
akciğer herniasyonundan şüphelenildiğinde görüntüleme sırasında hastaya
valsalva manevrası yaptırmak tanı koymayı kolaylaştırır. Hastanın semptomu,
herninin lokalizasyonu, dar boyunlu olması ve komplikasyon durumu tedavi
kararında etkilidir.