Pediatride İntravenöz İmmunglobulin Kullanımı, Prof. Dr. Özge Aydemir Prof. Dr. Koray Harmancı, Editör, Nobel Yayın Dağıtım, Ankara, ss.166-174, 2023
Neonatal
sepsis yaşamın ilk ayında enfeksiyona ait bulguların olduğu ve kan kültüründe
özgül bir etkenin üretildiği klinik bir sendromdur. Kültür ile kanıtlanmış
neonatal sepsis insidansı gelişmiş ülkelerde 1000 canlı doğumda 1-10 olarak
bildirilmiştir. Annenin genital sisteminden asenden olarak ya da transplasental
hematojen yayılımla mikroorganizma maruziyeti, prematüre doğum ve postnatal
dönemde yenidoğan yoğun bakım ünitesinde yatmakta olan bebeklerin maruz kaldığı
invaziv işlemlerin fazla olması enfeksiyon insidansının yaşamın diğer
dönemlerine göre daha yüksek olmasına neden olur. Tanı ve tedavi
yöntemlerindeki gelişmelerle ölüm oranı son 10 yılda %30-40’lardan %5-10’lara
inmiştir. Ancak halen önemli bir morbidite ve mortalite nedeni olmaya devam
etmektedir.
Antibiyotikler
sepsis tedavisinin temel unsuru olmasına rağmen bazı bebeklerde ölümleri
önleyememektedir. Artan antibiyotik dirençleri nedeniyle etkili ek tedavilere
ihtiyaç duyulmaktadır.
Anneden
fetüse immunglobulin geçişi 32. Haftadan itibaren gerçekleşir ve doğumdan
sonraki ilk birkaç ayda bebeklerde immunglobulin sentezi olmaz. Teorik olarak,
özellikle çok erken doğmuş bebeklerde enfeksiyonların olumsuz etkileri,
IVIG'nin önleyici uygulanmasıyla azaltılabilir.