Oy birliğinin Türk Ticaret Kanunu’nda (TTK), kollektif şirketler hariç olmak üzere, standart bir tanımının bulunmaması ve şirket sözleşmesiyle oy birliğinin kararlaştırıldığı durumlarda oy birliğinin ne şekilde hesaplanacağının yeterli açıklıkta belirtilmemesi, karar nisabının tespitine ilişkin bir belirsizlik yaratmaktadır. Çalışmamızda oy birliği hesaplanırken, TTK’da nisabın belirlenmesindeki iki ayrı ölçüte paralel olarak “temsil edilen oyların (oy) birliği” ile “şirket sermayesini temsil eden tüm ortakların oy birliği” şeklinde iki ayrı adımla konu ele alınmıştır. İnceleme kapsamında, toplantıda temsil edilmeyen, toplantıda temsil edilip de oy kullanmayan, çekimser yönde oy kullanan, oy hakkından yoksun bulunan ve geçersiz oy kullanan ortakların oy birliğinin tesisine etki edip etmedikleri, doktrindeki farklı görüşler ve yargı kararları dikkate alınmak suretiyle belirlenmeye çalışılmıştır. Buna ek olarak, oy birliği şartının uygulanmasında hangi ölçütün esas alınacağının ve oy birliği tesisine etki edecek oyların şirket sözleşmesinde açık bir hükümle düzenlenmesinin, ortaya çıkması muhtemel anlaşmazlıkları baştan önleyebileceğine işaret edilmiştir. Çalışmamızda oy birliği tesis edilmeden alınmış olan kararların hukuki akıbeti de açıklığa kavuşturulmuştur.
The absence of a standard definition of the unanimity in the Turkish Commercial Code (TCC), except for unlimited companies, and the lack of sufficient clarity on how unanimity will be calculated when stipulated by the articles of incorporation create an uncertainty regarding the determination of the quorum. In our study, while calculating unanimity, the subject is addressed in two separate steps as “unanimity of represented votes” and “unanimity of all shareholders representing the company's capital”, in parallel with the two separate criteria for determining the quorum in the TCC. Within the scope of the examination, it has been tried to determine whether the unanimity is affected by shareholders who are not represented at the meeting, who are represented but do not vote, who abstain, who are deprived of voting rights, and who cast invalid votes, taking into account different opinions in the doctrine and court decisions. In addition, it has been pointed out that determining which criterion will be the basis for the application of the unanimity requirement and regulating the votes affecting unanimity with a clear provision in the articles of incorporation could prevent potential disputes from arising. The legal consequences of decisions taken without achieving unanimity have also been clarified in our study.