Milli Mecmua, sa.38, ss.56-64, 2024 (Hakemsiz Dergi)
Türk-İslam siyasi düşüncesinde güç ve otorite yoğunlaşmasının birincil sahibi olan devlet, hukuki ve ahlaki kodlar üzerine kurulmuştur. Devlet ve toplum düzeninin korunmasını sağlayan bu ölçü, devlet yöneticilerinin kut anlayışına dayanarak siyasal konumlarını kaybetmeme ve yönetsel meşruiyetlerini sürdürebilmeleri için önemli bir temel teşkil etmiştir. Kendilerine Tanrı tarafından emanet edilen makamı kutsal görüp ilahi kaynaktan gelen bu yetkiyi adalet ilkesini gözeterek yerine getirmeyi misyon edinmişlerdir. Bu durum, yöneten-yönetilen ilişkilerine farklı bir boyut kazandırmış; yönetilenlerin, devlet başkanının yönetim felsefesine ilişkin düşünceleri, idareye yönelik eleştirileri dikkate değer görülerek sorumluluk odaklı bir fikri çerçeve oluşturmuştur. Bunu sağlamak isteyen yöneticiler, yönetilenlerde devletle ilgili negatif çağrışım oluşturan usul ve uygulamaları tespit etmek için vezir veya danışmanlarını görevlendirerek gözlemsel saptamalar yapmalarını istemişlerdir. Bu kişilerin yönetim aygıtının işlevselliğine ilişkin elde ettikleri normal ölçülerden sapmış düzensiz uygulama verileri ve bu tıkanıklığı ortadan kaldırmaya yönelik çözüm önerilerinin derlenip toplanmasıyla “siyasetnameler” ismiyle önemli bir gelenek başlamıştır.