Kula Volkanik Bölgesi (Batı Anadolu) Altındaki Ergime Zonları: Manyetotellürik Veri Ters Çözümü ile Elde Edilen Bulgular


Karaoğlu Ö., Candansayar M. E., Özyıldırım Ö., Yıldız A., Başaran C., Demirci İ., ...Daha Fazla

Uluslararası Katılımlı 77. Türkiye Jeoloji Kurultayı, Ankara, Türkiye, 14 - 18 Nisan 2025, ss.1, (Özet Bildiri)

  • Yayın Türü: Bildiri / Özet Bildiri
  • Basıldığı Şehir: Ankara
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.1
  • Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Batı Anadolu, son 2 milyon yıldır önemli bir litosferik gerilme ve aktif astenosferik yükselimi ile karakterize edilmekte olup, Menderes Masifi Çekirdek Kompleksi (MMCC) ve Kula Volkanik Bölgesi’ne (KVP) ev sahipliği yapmaktadır. MMCC’nin yapısal evrimi, önce sıyrılma sonrada yüksek açılı normal faylanma ve Kuvaterner boyunca hızlı yükselme oranlarıyla şekillenmiştir. Bu çalışma, KVP çevresindeki, kabuksal deformasyon ve volkanik aktiviteleri yönlendiren tektonik dinamikler ile magmatik süreçler arasındaki ilişkiyi araştırmaktadır. KVP’de 100 × 70 km²’lik bir alanı kapsayan kapsamlı bir manyetotellurik (MT) çalışmalar gerçekleştirilerek, kabuk altındaki kısmi ergime zonlarının ve magma pompalama sistemlerinin mekânsal dağılımı belirlenmiştir.

 

Gerçekleştirilen 3 boyutlu ters çözüm analizleri, 5 ila 30 km derinliklerde 3-5 Ωm arasında düşük özdirenç değerlerine sahip belirgin tabular ve küresel ergime zonlarının varlığı ortaya koymuş ve bu zonların ayrı bölmelere ayrıldığını göstermektedir. Birincil ergime rezervuarı (C1), <3 Ωm özdirence ve ~27 × 6 × 8 km boyutlara sahip olup, 9 km derinlikte yer almaktadır. Daha küçük ergime zonları yatay ve dikey olarak genişleyerek, yüksek açılı normal faylar ve ayrılma yapıları tarafından kolaylaştırılan magma birikimlerine işaret etmektedir. Özdirenç verileri, astenosferik ergimelerin litosfer boyunca yükseldiğini, gerilme tektoniği ile yönlendirildiğini ve birbirine bağlı magma depolama zonları oluşturduğunu göstermektedir.

 

MT çalışmaları, KVP’yi şekillendiren tektonik ve magmatik süreçlerin dinamik etkileşimine işaret etmektedir. Bölmelere ayrılmış ergime zonlarının, Miyosen’den bu yana kabuksal deformasyonu kontrol eden ayrılma fayları ile hizalandığı görülmektedir. Ayrıca, 5 km derinliğe kadar uzanan güneydeki ergime zonu (C1), önemli bir termal ve volkanik tehlike oluşturarak gelecekteki patlamaları tetikleme potansiyeli taşımaktadır. Bu çalışma, bölgesel gerilme tektoniği ve astenosferik yükselmenin magma üretimi, taşınması ve depolanmasındaki kritik rolünü ortaya koymaktadır. Sonuçlar, Ege genişleme bölgesinin magmatik ve tektonik evrimine ve bölgedeki mevcut ve gelecekteki volkanik aktiviteler üzerindeki etkilerine dair önemli bilgiler sağlamaktadır.