İzmir Yönetim Dergisi, vol.6, no.1, pp.41-54, 2025 (Peer-Reviewed Journal)
Advancements in artificial intelligence (AI) technologies and digitalization processes are driving fundamental transformations in the economic structures of nations. AI enhances efficiency by automating business processes, fosters the emergence of new job sectors, and induces structural changes across various industries. While often associated with robotic systems, AI has also transformed professional and personal life through virtual assistants and software applications, thanks to progress in information technology. These advancements accelerate sectoral digital transformation, optimize business processes, promote innovative business models, and provide a competitive edge in the global market. Consequently, AI plays a crucial role in reshaping economic dynamics. This study focuses on the G7 countries, members of the OECD, and applies a panel causality analysis based on data from 1997 to 2020. Initially, the Pesaran CD test was conducted to examine crosssectional dependence, followed by the Pesaran CIPS test to assess the stationarity of the series. Finally, the Dumitrescu and Hurlin causality test was employed to evaluate the relationships between variables. The findings reveal a unidirectional causality from education expenditures to AI patents. However, no causality was detected between AI patents and economic growth, R&D expenditures, trade, or unemployment. These results highlight the crucial role of educational investments in AI development. Moreover, the long-term effects of AI patents on unemployment and economic growth will depend on the commitment of governments and the private sector to education and R&D investments in this field. The contribution of AI technologies to sustainable economic growth will become more evident through long-term policies and strategic investments.
Yapay zekâ (AI) teknolojilerindeki gelişmeler ve dijitalleşme süreçleri, ülkelerin ekonomik yapılarında köklü dönüşümlere yol açmaktadır. AI, iş süreçlerini otomatikleştirerek verimliliği artırırken, yeni iş alanlarının ortaya çıkmasını teşvik etmekte ve birçok sektörde yapısal değişikliklere neden olmaktadır. Robotik sistemlerle özdeşleştirilen yapay zekâ, bilişim teknolojilerindeki ilerlemeler sayesinde sanal asistanlar ve yazılımlarla da profesyonel ve bireysel yaşamı dönüştürmektedir. Yapay zekâdaki bu ilerlemeler, sektörel dijital dönüşüm süreçlerini hızlandırarak iş süreçlerinin optimize edilmesini, yenilikçi iş modellerinin benimsenmesini ve küresel rekabet ortamında üstünlük sağlanmasını mümkün kılmaktadır. Bu dönüşüm, ekonomik dinamiklerin yeniden şekillendirilmesinde kritik bir rol oynamaktadır. Çalışma, OECD üyesi G7 ülkelerini ele almakta olup, 1997-2020 arasındaki verilere dayalı olarak panel nedensellik analizi uygulanmıştır. İlk aşamada, Pesaran CD testi ile yatay kesit bağımlılığı incelenmiş ve ardından Pesaran CIPS testi ile serilerin durağanlığı test edilmiştir. Son olarak, Dumitrescu ve Hurlin nedensellik testi kullanılarak değişkenler arasındaki ilişkiler değerlendirilmiştir. Bulgular, eğitim harcamalarından yapay zekâ patentlerine doğru tek yönlü bir nedensellik ilişkisi bulunduğunu ortaya koymuştur. Ancak yapay zekâ patentleri ile ekonomik büyüme, Ar-Ge harcamaları, ticaret ve işsizlik arasında herhangi bir nedensellik ilişkisi saptanmamıştır. Bu sonuçlar, eğitim yatırımlarının yapay zekâ teknolojilerinin gelişiminde belirleyici bir rol oynadığını göstermektedir. Bunun yanı sıra, yapay zekâ patentlerinin işsizlik ve ekonomik büyüme üzerindeki uzun dönemli etkilerinin netleşmesi, hükümetlerin ve özel sektörün bu alandaki eğitim ve Ar-Ge yatırımlarına olan bağlılığı ile şekillenecektir. Yapay zekâ teknolojilerinin sürdürülebilir ekonomik büyümeye katkısı, uzun vadeli politika ve stratejik yatırımlarla daha belirgin hale gelecektir.