KİLİSE YAPILARININ İLETİŞİMİNDE GÖSTERGEBİLİMİN YERİ: ST. ANTUAN KATOLİKKİLİSESİ, ST. JOHN ANGLİKAN KİLİSESİ, BUCA PROTESTAN BAPTİST KİLİSESİ, AZİZPAVLUS KATOLİK KİLİSESİ, ST. HELEN KATOLİK KİLİSESİ


Creative Commons License

Atıcı E.

2. Uluslararası Mühendislik ve Mimarlık Kongresi, Kocaeli, Türkiye, 12 - 13 Mayıs 2017, cilt.2, ss.129-130

  • Yayın Türü: Bildiri / Özet Bildiri
  • Cilt numarası: 2
  • Basıldığı Şehir: Kocaeli
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.129-130
  • Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Adresli: Hayır

Özet

İletişim, yaşamla beraber var olan bir olgudur ve birçok şekilde gerçekleşmektedir. Mimari de

sözsüz iletişim sağlamanın bir yoludur. İnsanlar etraflarında olup bitenleri sahip olduğu duyular sayesinde anlamlandırabilmektedir.

Görme duyumuzda anlamlandırma da en çok kullandığımız duyumuzdur. İletişim bir

anlamıyla göstergelerin ortak ürünüdür. İnsanlar iletişim kurma ihtiyacı duyarlar ve bunu da farklı biçimlerle,

farklı mekânlarda meydana getirmişlerdir. Bu farklı mekânlar ve biçimler, iletişimin oluşmasında ve farklılaşmasında

önemli rol oynamaktadırlar. İnsan iletişiminin ortaya çıkmasında ve bu iletişimin niteliğinde mimari

biçimler etkili olmaktadır. Anlamın oluşturulması iletişim bağlamında etkili bir faktördür. İletişime geçilen

önemli mekânlardan birisi de toplumun ortak yaşam alanlarıdır. Bu ortak yaşam alanlarına kiliseler dâhil olmaktadır.

İnsanlar toplum içinde belirli bir düzen içerisinde karşılarına çıkan belirtilerin anlamları olduğunu

öğrenir. Kilise de öğrenilmiş bir kavramdır; ancak bir yapıya bakılınca, onun bir kilise olduğuna karar vermek

ya da onun bir kilise olduğunu bilmek kişinin önceki öğrenmişlik durumundan kaynaklanmaktadır. Kiliselerin

mimari ögelerinin anlamlarının ortaya çıkarılarak neyi nasıl yansıttıklarını göstergebilimsel yöntemle

çözümlemek olanaklıdır. Amaç: Göstergeler iletişimde ve karşı tarafa verilmek istenen hislerde ne kadar etkili

olmaktadır? Göstergeler tek tek mi anlam ifade ediyor yoksa hepsi bir araya gelerek mi anlam kazanmaktadır;

tasarım tümden gelim midir yoksa tüme varım mıdır? Yapılan bu çalışmada bu soruların cevapları aranmıştır.

Kapsam: Araştırma İzmir’deki gotik kiliseler üzerinde olmuştur. Bu kiliseler kozmopolit bir şehir olan

İstanbul’dan bir gotik kilise örneği ile bu şehrin aksine olan Konya’daki gotik kilise örneği ile karşılaştırılmıştır.

Sınırlıklar: Araştırma, birinci anket çalışmasında algısal deneyimlerin iletişim sürecinde ne kadar etkili

olduğunu ortaya koymak için farklı meslek ve yaş gruplarına ait katılımcılarla sınırlandırılırken; mimarların

mimari iletişimdeki algılarının nasıl değiştiğini belirlemek içinde ikinci anket çalışmasındaki katılımcılar, bu

üç şehirdeki mimarlarla sınırlandırılmıştır. Yöntem: Araştırmada, soruların cevaplarına ulaşmak için belirlenen

gotik kiliselerin mimari göstergelerinin tek tek yerinde saptaması yapılarak, bu mimari göstergelerin

anlamlarının bütünle ilişkisinin kurulmuştur. Alan çalışması olarak gotik kiliselerin seçilmesinin nedeni ortak

bir dillerinin olmasıdır. Bu ilişkiler doğrultusunda iki farklı anket uygulaması yapılmıştır. Birinci anket çalışması,

18-30 yaş arası farklı meslek gruplarına ait 45 kişinin katılımıyla gerçekleşmiştir. Anket yönlendirici ve

yoruma açık sorulardan oluşmuştur. Yoruma açık olmasının sebebi göstergebilimin algıya ve anlamlandırmaya

dayalı bir bilim olmasından kaynaklanmaktadır. Birinci anket çalışmasından elde edilen duygu temaları, ikinci

anket çalışmasını gerektirmiştir. İkinci anket çalışması ise, İzmir, Konya ve İstanbul’dan 18-30 yaş arası mi130

marlık mesleğinde olan 70 kişinin katılımıyla gerçekleştirilmiştir. Görselleri verilen kiliselerle, ortaya çıkan

duygular arasındaki ilişkiyi anlamaya yönelik bir anket çalışması olmuştur. Bulgular: Katılımcılarından elde

edilen veriler doğrultusunda, gotik kiliselere ait; kutsallık, güç, gösteriş, çok büyük yapı, merak, acizlik ve kasvet

olmak üzere 7 duygu teması ortaya çıkmıştır. Kiliselerin bireysel ana temaları analiz edildiğinde; kutsallık,

merak ve gösteriş duygu temaları ortaya çıkmıştır. Bunların sonucunda, kutsallık ve merak hissi uyandıran

yapıların gösterişli olduğu kanısına varılmıştır. Sonuç: Çalışma sonunda, gotik mimarinin çoğu kişi tarafından

bilinmediği, ancak yapının vermek isteği hislerin karşı tarafa iletildiği görülmüştür. Bu iletimin doğru bir şekilde

gerçekleşmesini sağlayan yapının göstergeleri olmuştur. Bu göstergeler sahip olduğu işlevlerinin dışında,

insanlarda uyandırdığı hislerle yananlamlarına kavuşmuştur. Bu anlamlar da, kilisenin iletişimdeki mesajlarını

oluşturan unsurlar haline gelmiştir. Yapıyı meydana getiren göstergeler tek başına istedikleri anlamı veremezlerken,

hepsi bir araya geldiğinde etkili olmaktadır. Yapı her ögesiyle bir bütündür, verilmek istenen mesaj

yapının kendisiyle, varoluşuyla ve ögelerinin bir arada bir bağlam içerisinde beraber bulunuşuyla mümkün

olmaktadır. Gotik kilise denilince aklan gelen mimari ögelerin bir araya gelerek ortak bir sonuca ulaşması

tümevarım olduğunu gösterirken, ortak bir anlamsal ilişkiden daha kişisel ve değişken duyulara inmesi ise

tümdengelim bir tasarım olduğunu ortaya koymuştur.

Anahtar Kelimeler: Göstergebilim, Gotik Mimari, Mimari İletişim, Düzanlam, Yananlam