Kliniğimizde Takipli İnsan İmmun Yetmezlik Virüsü (HIV) ile Enfekte Bireylerde Malignite Birlikteliğinin Değerlendirilmesi


Creative Commons License

Güçlüer Kocaoğlu M. N., Kahraman H., Erben N.

HIV/AIDS KONGRESİ 2022, Antalya, Türkiye, 24 - 27 Kasım 2022, ss.97-98

  • Yayın Türü: Bildiri / Özet Bildiri
  • Basıldığı Şehir: Antalya
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.97-98
  • Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Amaç: İnsan immun yetmezlik virüsü (HIV) ile enfekte bireylerin malignite geliştirme eğilimi yüksektir. Bu hasta
grubunda maligniteler morbidite ve mortalitenin önde gelen sebeplerinden biridir. Kaposi sarkomu, Non–Hodgkin
lenfoma ve skuamöz hücreli servikal karsinom AIDS tanımlayıcı maligniteler arasında yer alır. Etkin antiretroviral
tedavi (ART) ile AIDS tanımlayıcı malignitelerin insidansı azalmış olmakla birlikte hastaların yaşam süresinin uzaması
ile AIDS tanımlayıcı olmayan maligniteler artış göstermiştir. Bu çalışmada hastanemizde takipli HIV ile enfekte hasta
grubunda malignite tanısı alanların demografik özelliklerini ve tedavi süreçlerini değerlendirmeyi amaçladık.
Gereç-Yöntem: Olguların dosyası retrospektif olarak tarandı ve malignite saptanan hastalar tespit edildi. Hastaların
demografik özellikleri, aldıkları tedavi, HIV enfeksiyonunun kaçıncı yılında malignite tanısı aldıkları, kemoterapi
aldılar ise ilaç-ilaç etkileşimi nedenli tedavinin değişip değişmediği, bu süreçteki CD4 hücre sayısı (HIV pozitifliği ilk
tanı-malignite ilk tanı ve tedavi sürecindeki) değerlendirildi.
Bulgular: 251 hastanın 10’unda (%3,98) malignite saptandı. Hastaların demografik özellikleri ve tanı aldıkları
malignite türleri Tablo 1’de belirtildi. 5 hasta malignite tanısı ile eş zamanlı HIV enfeksiyonu tanısı almıştı. 3 hastada
malignite tanısı sonrası HIV enfeksiyonu saptandığı, 2 hastanın önce HIV enfeksiyonu tanısı aldığı görüldü. Eş
zamanlı tanı alan hastaların 4’ü AIDS tanımlayıcı, 1 hasta AIDS tanımlayıcı olmayan maligniteye sahipti. 1 hastada
alacağı kemoterapi nedenli ilaç-ilaç etkileşimi göz önünde bulundurularak tedavi değişikliğine gidildiği saptandı. 5
hastanın kür olduğu (3 lenfoma,1 seminom, 1 bazal hücreli karsinom) 4 hastanın aktif kemoterapi sürecinde
takiplerinin devam ettiği ve 1 hastanın kaposi sarkomu nedenli exitus olduğu görüldü.
Sonuç: HIV ile enfekte hastaların tanı ve takip sürecinde malignite riskinin devam ettiği göz önünde
bulundurulmalıdır. AIDS ilişkili maligniteler tanı anında daha sık karşımıza çıkarken AIDS ilişkili olmayan
malignitelerin takip sürecinde ortaya çıktığı görülmüştür. Tedavi sürecinde kemoterapötik ajanlar ile antiretroviral
ajanlar arasında ilaç etkileşimi olabileceğinin unutulmaması, bu konuda onkoloji ve enfeksiyon hastalıkları
hekimlerinin multidisipliner bir yaklaşım içerisinde olması gerekmektedir.
Anahtar Kelimeler: HIV, Malignite