XXIII. Ulusal Pediatrik Endokrinoloji ve Diyabet Kongresi, Antalya, Türkiye, 17 - 21 Nisan 2019
Gluten Sensitif
Enteropatinin Diyabet Regülasyonuna Etkisi
Amaç:
Retrospektif olarak planlanan çalışmada; 0-18 yaş arası Tip 1 Diyabetes
Mellitus tanılı hastalarda Çölyak Hastalığı görülme sıklığı ve Çölyak
Hastalığının Tip 1 Diyabetes Mellitus’un prognostik seyrine etkisini araştırmak
amaçlanmıştır.
Gereç
ve Yöntemler: Çalışmamıza, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi,
Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı, Çocuk Endokrinoloji Bilim Dalında
takip edilen Dünya Sağlık Örgütü tanı kriterlerine göre tanı konulan ve takip
edilen Tip 1 DM tanılı 151 çocuk dahil edildi. Hastane kayıtları incelenerek
hastaların tanı yaşı, cinsiyet dağılımı, tanı anındaki antropometrik ölçümleri,
tanı anındaki hastaneye başvuru şekli, insülin otoantikoru, adacık hücre otoantikoru,
glutamik asit dekarboksilaz otoantikoru, tiroid peroksidaz otoantikoru,
tiroglubilin otoantikoru, doku transglutaminaz antikoru, antiendomisium
antikorları pozitiflik prevelansına, tanı anındaki HbA1c düzeyleri ile 3, 6, 9,
12 ve 24. aylardaki HbA1c düzeylerine bakıldı. Doku transglutaminaz antikoru ve
antiendomisium antikoru pozitifliği olan hastalarda Çölyak Hastalığı tanısı
için duedonal biyopsi patoloji raporları incelendi. İnsülin otoantikoru, adacık otoantikoru ve
glutamik asit dekarboksilaz otoantikorlarından en az 1 tanesi pozitif olduğu
durumda hastalar otoimmun, hepsi negatif olduğu durumda nonotoimmun, patoloji
raporu ile Çölyak Hastalığı kesin tanısı konulmuş hastalar çölyak grubuna dahil
edildi.
Bulgular:
Tip 1 DM’li hastaların 67’si (%44,4) kız, 84’ü (%55,6) erkekti. 111 tanesi
otoimmun (%73,5), 28 tanesi nonotoimmun (%18,5), 12 tanesi çölyak (%7,9)
grubunda idi. Tanı yaşı ortalaması otoimmun grupta 8,7 ± 4,2 yıl (min:1 yıl,
max:17 yıl), nonotoimmun grupta 9,3 ± 4,6 yıl (min:0,5 yıl, max:16,5 yıl),
çölyak grubunda 8,5 ± 4,5 yıl (min:1 yıl, max:16 yıl) idi. Tanı anında vücut
ağırlığı SDS ortalaması otoimmun grupta -0,5 ± 1,2, nonotoimmun grupta -0,2 ±
1,1, çölyak grubunda -1,2 ± 0,9 (gruplar arasında p= 0,07) ; boy SDS ortalaması
otoimmun grupta 0,6 ± 1,2, nonotoimmun grupta 0,2 ± 1,2, çölyak grubunda -0,5 ±
1,1 (gruplar arasında p= 0,15) idi. Antropometrik ölçümler arasında gruplar
arasında istatistiksel anlamlı fark yoktu. Hastaların başvuru anında %13,5’u
hiperglisemi, %32,6’sı ketonemi, %46,8’inde diyabetik ketoasidoz, %7,1’inde
koma tablosu saptandı. Tanı anında çölyak grubunda %25 hastada ketonemi, %75
hastada ketoasidoz vardı. Hastaların tanı anındaki HbA1c düzeyleri otoimmun
grupta %11,6 ± 2,1, nonotoimmun grupta %12,7 ± 2,9, çölyak grubunda %12,5 ± 2,8,
tüm hastalar için %11,9 ± 2,4 idi. 12. aydaki HbA1c düzeyleri otoimmun grupta %8,0
± 1,6, nonotoimmun grupta %8,2 ± 2,2, çölyak grubunda %8,4 ± 2,3, tüm hastalar
için %8,1 ± 1,8 idi. 24. aydaki HbA1c düzeyleri otoimmun grupta %8,3 ± 1,6,
nonotoimmun grupta %9,0 ± 1,9, çölyak grubunda %8,6 ± 1,76, tüm hastalar için %8,5
± 1,6 idi. Gruplar arasında HbA1c düzeylerinin istatistiksel olarak farklılığı
yoktu.
Sonuçlar:
Çalışmamızda taşı yaşının ve antropometrik ölçümlerin gruplar arasında benzer
olduğu, tanıda ketoasidoz ile başvurunun daha sık olduğu, çölyak grubunda
tanıda hiperglisemi ve koma ile başvuru olmadığı bulundu. Çölyak hastalığı Tip
1 DM’li hastaların %7,9’unda mevcut olup prevalansı literatür ile benzerdi.
Gruplar arasında ve zaman içerisindeki HbA1c değişimine bakıldığında; gruplar
arasında fark olmadığı görüldü. Sonuçta Çölyak Hastalığının Tip 1 DM’ta HbA1c
üzerine önemli etkisinin olmadığı görüldü. Bunun nedeni olarak hastaların çölyak
semptomları çıkmadan serolojik olarak rutin taranıp erken tanı alması ve
glutensiz diyete erken başlanması düşünüldü.