Postmenopozal Kadınlarda Osteopeni ve Osteoporozun Sarkopeni ile İlişkisi


Emekli E.

45.Ulusal Radyoloji Kongresi, Antalya, Türkiye, 12 - 16 Kasım 2024, ss.1-2

  • Yayın Türü: Bildiri / Özet Bildiri
  • Basıldığı Şehir: Antalya
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.1-2
  • Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Giriş ve Amaç: Yaşla birlikte kas iskelet sistemi hastalıkları ve buna bağlı komorbiditeler artmaktadır. Özellikle kadınlarda postmenopozal dönemde kas iskelet patolojilerinin görülme riskleri daha fazlalaşmaktadır. Bu nedenle çalışmanın amacı postmenopozal osteopeni ve osteoporozu olan kadınlarda sarkopeni prevalansını ve sarkopeni varlığı ile osteoporoz arasındaki ilişkiyi belirlemektir.

Gereç ve Yöntem: Etik kurul onayı Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Etik Kurulundan alınmıştır (Karar no: 2024-25)Çalışmaya 2023 yılındaki kemik mineral dansimetresi (KMD) ve lomber MRG’si çekilen postmenopozal kadın hastalar dahil edildi. Hastaların demografik verileri kaydedildi. Lomber MRG’de L3 vertebra seviyesinden bilateral psoas kası (PK), quadratus kası (QK), multifidus kası (MK), erector spinae kası (ESK) alanları free hand metodu kullanılarak ölçüldü (Resim). Kas alanları hastaların boylarının karesine bölünerek PK indeksi (PKI), QK indeksi (QKI), MK indeksi (MKI), ESK indeksi (ESKI) hesaplandı. Lomber vertebralarda yükseklik kaybına neden olan fraktür varlığı kaydedildi. Osteopeni KMD ölçümünde L1-L4 vertebra için t skoru -1 ile -2,5 arası, osteoporoz ise -2,5 ve altı olarak değerlendirildi. Hasta popülasyonu KMD değerlerine göre normal, osteopeni ve osteoporoz grubu olarak ve fraktür varlığına göre sınıflandırıldı. Literatürde kadınlar için belirtilen PKI için eşik değeri 3,56 alınarak düşük PKI sahip olanlar sarkopenik olarak sınıflandırıldı (1). KMD değerine göre olan gruplar ANOVA, fraktür varlığına göre bağımsız t testi ile karşılaştırıldı. Kategorik veriler Ki-kare testi ile değerlendirildi.

Bulgular: 95 hasta çalışmaya dahil edildi. Yaş ortalaması 61,73 ± 10,27 yıl, menopoz yaşı 45,56 ± 5,99 yıldı. KMD’ye göre hastaların 36’sı (%37,89) normal, 43’ü (%45,26) osteopenik, 16’sı (%16,84) osteoporotik grupta değerlendirildi. 18 (%18,95) hastada fraktür saptandı. Tüm gruplarda PKI 4,59 ± 1,37 cm2/m2, QKI 2,3 ± 0,81 cm2/m2, ESKI 10,76 ± 2,61 cm2/m2, MKI 3,17 ± 1,01 cm2/m2 olarak hesaplandı. 24 (%25,26) hasta sarkopenik olarak sınıflandırıldı. Gruplar arasında sadece kilo ve VKİ anlamlı farklıydı (p=0,022 p=0,017, sırasıyla) (Tablo 1). Hastalar fraktür varlığına göre gruplandırıldığında, yaş fraktür grubunda olmayan gruba göre daha yüksek (p=0,006) ve PKI fraktür grubunda olmayan gruba göre daha düşüktü (p=0,038). Sarkopenik hasta insidansı fraktür grubunda daha fazlaydı (p=0,038). Bulgular Tablo 2’de özetlenmiştir.

Tartışma ve Sonuç: Normal, osteoporotik ve osteopenik postmenopozal kadınlarda kas indeksleri açısından anlamlı fark bulunmadı. Sarkopeni prevalansı normal popülasyona göre yüksekti (2). İstatistiksel olarak anlamlı fark bulunmasa da osteoporotik ve osteopenik hasta popülasyonunda sarkopeni insidansı daha fazlaydı. Literatürde genel olarak sarkopeni ve osteopeni ilişkisi olduğu, her iki antitenin benzer risk faktörlerine sahip oldukları ve birbirlerinin etiyopatogenezlerinde rol aldıkları ifade edilmektedir (3). Ancak bu çalışma ile benzer şekilde postmenopozal kadınlarda yapılmış bazı çalışmalarda bunun tersini ifade eden yayınlar da mevcuttur (4-6). Yapılan bazı çalışmalarda sarkopeni için osteoporoz kadınlarda tek başına risk faktörü olarak bulunmamış (4,6), başka bir çalışmada postmenopozal popülasyonda ilişki gösterilmemiştir (5). Bu çalışmanın diğer önemli bulgusu PKI’nın fraktür ile ilişkisinin gösterilmiş olmasıdır.