Anadolu'nun Yeniden İmarı: Mimari Yarışma Projeleri 1930 - 1990, Filiz Sönmez,Semra Arslan Selçuk, Editör, İdealkent, Ankara, ss.46-55, 2023
Erken Cumhuriyet Dönemi’nde ortaya çıkan ve kendi dönemi içerisinde özelleşmiş bir yapı tipi oluşturan Halkevleri gerek mimari özellikleri gerekse kentsel konumları üzerinden incelendiğinde; döneminin oldukça önemli ve sembolik yapıları oldukları
sonucuna varılmaktadır. Halkevleri, dönemin modern üslubunu belirgin biçimde kullanarak; yeni ve modern bir imaj yaratmakta
ve bu anlamda da gelişmekte olan ulus devletin sembolü olarak inşa edilmektedir. Bununla birlikte, birçok Halkevinde modern
mimari üslubun, avlu ve revak gibi yerel unsurlar ile harmanlanarak kullanıldığı görülmekte; Bursa Halkevi de bu konudaki örneklerin başında gelmektedir. Bununla birlikte, bu yapıların yapımı sırasında yerel malzeme kullanılmasına dikkat edildiği de bilinmektedir. Dolayısıyla, Halkevlerinin mimari bağlamda da yerellikten beslenerek batıya ulaşma amacı güden modernleşme
sürecinin bir ürünü olduğu gözlemlenebilmektedir. Bu anlamda Halkevleri, yeni dönemin modern ve milli unsurları birleştiren
özelliklerinin bir bütünü olarak okunabilmektedir. Bu çalışma yarışma yoluyla elde edilen halkevi yapılarının mekânsal anlamda
incelenmesine dayanmakta ve Cumhuriyet’in ilk kadın mimarlarından Münevver Belen tarafından tasarlanmış olan Bursa Halkevi Yapısı (1938) üzerinden tartışılmaktadır.
The People’s Houses, which emerged in the Early Republican Period and formed a specialized building type in their own period,
are very important and symbolic structures of the period, when examined in terms of both their architectural features and
their urban locations. These buildings, which were built as a symbol of the developing nation-state, clearly use the cubic architectural style of the period and draw a new and modern image in this sense. As it can be seen in the Bursa case, the modern
architectural style is used in various People’s Houses by combining it with local elements such as courtyards or porticoes.
Moreover, it is also known that attention was paid to the use of local materials during the construction of these buildings.
Therefore, it can be observed that People’s Houses are a product of the modernization process, which aims to reach the west
with local values in the architectural context. In this sense, they can be read as a whole of the features that combine modern
and national elements of the new period. This study is based on the spatial analysis of the People’s Houses obtained through
architectural competitions and is discussed through Bursa People’s House (1938) that was designed by Münevver Belen, one
of the first women architects of the Republic.