11. Ulusal Sosyoloji Kongresi, Bursa, Türkiye, 17 - 19 Eylül 2025, ss.1, (Özet Bildiri)
SÜRDÜRÜLEBİLİR
TOPLUMLARDA SÜRDÜRÜLEMEYEN İLİŞKİLER
Duygusal
Sürdürülebilirlik Üzerine Sosyolojik Bir Değerlendirme
Birleşmiş milletler
tarafından ilan edilen 2030 sürdürülebilir kalkınma gündemi, sürdürülebilirlik
kavramının uluslararası düzeyde önemini artırarak bu alanı küresel politika
ajandalarının merkezine oturmuştur. Ekonomik, çevresel ve sosyal olmak üzere
temel üç bileşenden oluşan sürdürülebilirliğin son zamanlarda sosyal boyutu ile
gerek ulusal gerek uluslararası camiada birçok sosyal bilimcinin dikkatini çektiği
gözlemlenmektedir. Sosyal sürdürülebilirlik genel anlamda bireylerin refahını
esas alarak, onların toplumsal katılımı ve psikososyal bütünlükleri gibi
alanlara odaklanarak sürdürülebilirliğin daha insan merkezli boyutuna karşılık
gelmektedir.
Ne var ki birçok uluslararası
örgüt ve kuruluşların hassas olduğu küresel sürdürülebilirlik hedeflerine
rağmen, gerek dünyada gerekse ülkemizde romantik ilişkiler ve bu kapsamda
evlilik ve aile gibi kurumlarda ciddi düzeyde bir kırılganlık ve çözülme
hakimdir. TUİK verilerine göre Türkiye’de son 20 yılda boşanma oranlarında %89
oranında artış söz konusudur. Bu oran biz sosyal bilimciler için toplumsal
ilişkiler düzeyinde duygusal bağların sürdürülebilirliğinde ciddi bir kriz
yaşandığı olgusuna dikkat çekmektedir.
Bu bildiride son
zamanlarda meydana gelen kırılganlığın ve çözülmelerin nedenleri sosyolojik bir
düzlemde Eva Illouz’un duygular sosyolojisi perspektifinden tartışılacaktır.
Illuoz’a göre aşk, evlilik ve duygusal yakınlık gibi olgular salt bireysel
tercihlerle değil, sekülerleşme, tüketim kültürü ve piyasa ideolojisinin
etkisiyle yeniden şekillenmektedir. Bu yeni oluşumlar duygusal ilişkileri adeta
meta düzeyine indirgemekte ve bağların ve ilişkilerin sürdürülebilirliğini
tehdit etmektedir.
Bu bağlamda ilişkilerin söz
konusu bu sürdürülemezliği değerlendirilmek üzere sosyal sürdürülebilirliğin
alt bir bileşeni olarak “duygusal sürdürülebilirlik” kavramı tartışılacaktır. Öte
yandan sürdürülebilirliğin ekonomik ve çevresel bileşenlerini güçlendirmek
adına politika yapıcılar çeşitli girişimlerde ve uygulamalarda bulunmaktadır. Bu
noktadan hareketle sosyal sürdürülebilirliğin alt bir bileşeni şeklinde
değerlendirilen duygusal sürdürülebilirlik olgusunu güçlendirmek bağlamında
bazı politika önerilerinde bulunulacaktır. Çünkü sürdürülebilir bir toplum
yaratmak yalnızca çevresel ve ekonomik ve makro sosyal parametrelerle değil,
aynı zamanda sosyal ve duygusal yapının bütünlüğüyle mümkündür.
Anahtar kelimeler: Sürdürülebilirlik,
Sürdürülebilirlik sosyolojisi, Sosyal sürdürülebilirlik, Duygusal
sürdürülebilirlik, Duygu sosyolojisi, Aile sosyolojisi.