İnflamatuvar bağırsak hastalığı tanısı alan hastalarda tanı anında sklerozan kolanjitin değerlendirilmesi için MRCP gerekli mi?


Erkan U., Aydemir Y., Barış Z.

14. Ulusal Çocuk Gastroenteroloji, Hepatoloji ve Beslenme Kongresi, İskele, Kıbrıs (Kktc), 12 - 15 Mayıs 2022, ss.32

  • Yayın Türü: Bildiri / Özet Bildiri
  • Basıldığı Şehir: İskele
  • Basıldığı Ülke: Kıbrıs (Kktc)
  • Sayfa Sayıları: ss.32
  • Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

SS-07

İnflamatuvar bağırsak hastalığı tanısı alan hastalarda tanı anında sklerozan kolanjitin değerlendirilmesi için MRCP

gerekli mi?

Uygar Erkan1, Yusuf Aydemir2, Zeren Barış2

1 ESOGÜ Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları

2 ESOGÜ Çocuk Gastroenteroloji Bölümü

DENEYİM VE HEDEFLER: Safra yollarının kronik inflamasyonu ile giden sklerozan kolanjit (SK), inflamatuvar bağırsak

hastalığına (İBH) sıklıkla eşlik edebilmektedir. Son yıllarda erken tanı ve tedavisinin çocuklarda daha iyi klinik sonuçlara

yol açtığı gösteren çalışmalar vardır.

METOTLAR: Merkezimizde son 10 yıl içinde inflamatuvar bağırsak hastalığı tanısı almış hastaların yaş, cinsiyet, malnutrisyon

varlığı, İBH tipi, davranış biçimi, Paris sınıflamasına göre endoskopik tutulum, tanı anındaki laboratuvar bulguları,

pANCA/ASCA pozitifliği ve tanı anındaki MRCP bulguları ile dışkıda amip kisti/maya/Blastocystis hominis/Cryptosporidium/

diğer üremeleri geriye dönük değerlendirdik.

SONUÇLAR: IBH tanısı ile izlenen 75 hasta vardı (31 erkek,%41,3). Hastaların ortalama tanı yaşı 12,3±3,9yaştı (1-17

yaş). Ülseratif kolit (ÜK) tanısı ile izlenen 48 (%64), Crohn hastalığı (CH) olan 19 (%25,3) ve indetermine koliti (İK) olan

8 hasta (%10,7) vardı.

ÜK ve İK hastalarının endokolonoskopik değerlendirmelerinde 32’sinde pankolit, 10’unda sol kolit, 8’inde izole rektal tutulum

ve 6’sında hepatik fleksuraya kadar tutulum izlendi. CH’nın 8’inde ileokolonik tutulum, 7’sinde üst gastrointestinal

ve ileokolonik tutulum, 2’sinde terminal ileum ve çekal tutulum, 2’sinde sadece kolonik tutulum görüldü. CH, hastaların

16’sında striktüran-penetran olmayan, 2’sinde penetran, 1’inde striktüran ve penetran davranış göstermekteydi. Dokuz

hasta düşük-orta riskli, 10 hasta yüksek riskli olarak değerlendirildi.

Hastaların ortalama Hb 11,6±2,5g/dL, beyaz küre 9050±3700/mm3, AST 23,9±20,2IU/L, ALT 17,7±19,5IU/L, GGT15,5±12,3

U/L, ALP162,4±129,5 IU/L, albümin 4,03±0,76g/dL, sedimantasyon hızı 35±27mm/sa saptandı.

Hastaların 22/42’sinde (%52,3) pANCA pozitifliği, 2/37’sinde (%5,4) ASCA pozitifliği saptandı.

Toplam 59 hastaya tanı sırasında MRCP çekilmişti, 8 hastada (%13,5) sklerozan kolanjit bulguları saptandı. ÜK hastalarının

5›inde (5/36, %13,8), CH 1›inde (1/17, %5,8), indetermine kolitli hastaların 2’sinde (2/6, %33) MRCP’de sklerozan

kolanjit bulguları vardı.

Gruplar arasında tanı alma yaşı, pANCA ve ASCA pozitifliği açısından istatistiksel olarak anlamlı fark görüldü (p değeri

sırasıyla 0,009, 0,038, 0,041).

Tanı sırasında sklerozan kolanjiti saptanan hastalar ile MRCP bulguları normal olan hastalar arasında yaş, cinsiyet, İBH

tipi, davranış biçimi, endoskopik tutulum, laboratuvar bulguları veya pANCA/ASCA pozitifliği açısından farklılık saptanmadı.

Sklerozan kolanjit saptanan hastaların sadece birinde GGT düzeyi yüksekti.

KARARLAR: İBH tanısı alan hastalarda, hastalık tipi, yaygınlığı, davranış biçimi veya laboratuvar bulgularının sklerozan

kolanjit tanısı için ayırdedici bir farklılık göstermemesi, tüm hastalara tanı anında MRCP istenmesinin, sklerozan kolanjitin

erken tanısı için gerekli olduğunu göstermektedir.