YÜKSEKÖĞRETIM DERGISI, cilt.9, sa.1, ss.19-28, 2019 (Hakemli Dergi)
Çalışmanın amacı, öğretmen adaylarının açıköğretim uygulamalarına, özellikle de uzaktan eğitimin avantaj ve dezavantajlarına ilişkin görüşlerini ortaya çıkarmaktır. Bu amaç doğrultusunda, nitel araştırma yöntemlerinden durum çalışmasına örnek olarak desenlenen ve amaçlı örneklem yöntemiyle seçilen Sakarya Üniversitesi Eğitim Fakültesinde örgün eğitim programlarına kayıtlı öğretmen adayları, çalışma grubunu oluşturmaktadır. Çalışma grubunun oluşturulmasında, öğretmen adaylarının bir örgün eğitim programına devam ederken aynı zamanda bir açıköğretim programında da aktif olarak öğrenimlerine devam etmeleri ölçüt olarak alınmıştır. Verilerin toplanmasında araştırmacılar tarafından oluşturulmuş yarı yapılandırılmış görüşme formu kullanılmış olup, formun hazırlanmasında Moore'un "Transaksiyonel Uzaklık" kuramının (1993) yapı ve diyalog boyutlarından faydalanılmıştır. Öğretmen adaylarının açıköğretim programlarının avantaj ve dezavantajlarına yönelik görüşleri, hazırlanan form vasıtasıyla elde edilmiş olup, veriler betimsel analiz tekniği ile analiz edilmiştir. Çalışmanın sonuçlarına göre katılımcılar, uzaktan eğitime ilişkin birçok avantaj ve dezavantajın olduğunu belirtmişlerdir. Buna göre bulgular arasında, zaman ve mekândan bağımsız hareket edebilme (yapı), sadelik ve anlaşılabilirlik (arayüz), öğrenci-öğrenci etkileşiminde fikir paylaşımı (diyalog), öğretici-öğrenci etkileşiminde ise içerik zenginliğinin (diyalog) avantajlı durumlar olarak ortaya çıktığı görülmüştür. Öte yandan, dezavantajların anında dönüt alamama (yapı), karmaşıklık (arayüz), öğrenci-öğrenci etkileşiminde denetimin olmaması (diyalog), öğretici-öğrenci etkileşiminde ise dönüt alınamaması (diyalog) yönünde olduğu görülmektedir. Son olarak bu durum kapsamında, öğretmen adaylarının öğrenim görmekte oldukları açıköğretim programlarına kayıt olma gerekçelerinin gelecek kaygısı olan atanma probleminden kaynaklı alternatif bir istihdam olanağı olarak görmeleri de çalışmanın en çarpıcı sonuçları arasında olduğu kanısına varılmıştır. Tüm bu sonuçlardan hareketle, elde edilen bulgular ışığında açıköğretim uygulamalarının geleneksel öğretim uygulamalarından sıyrılarak, daha etkileşimli bir yapıyı barındırmaları önerilmektedir. Böylelikle öğrencilerin uzaklık algılarının düşürülmesinin eğitim-öğretim açısından daha olumlu olacağı düşünülmektedir.