Türkçede Dilbilgisel Ulamlar, Erdoğan Boz, Editör, Gazi Kitabevi, Ankara, ss.157-182, 2020
Çok yönlü bir kavram olan cinsiyet (gender), toplumsal yaşamda sorumluluk alanı, görev paylaşımı, aile yaşamı ya da mesleki tercihler gibi çeşitli sosyal örüntülerin merkezinde yer almaktadır. Cinsiyetin toplumsal yaşama doğrudan yön vermesi; psikoloji, sosyoloji, antropoloji ve dilbilimi gibi disiplinler tarafından bu kavramın ayrıntılı biçimde araştırılmasını da gerekli kılmıştır. Bir psikolog ya da antropolog için cinsiyet, belirli bir kültürün ya da toplumun, kişilerin doğal cinsiyetleri ile ilişkilendirmiş oldukları bir dizi norm, tutum, duygu ve davranış iken bir felsefeci için -doğal cinsiyet temelli ayrımdan farklı olarak-erkek ve kadın kimliğinin sosyal inşası olarak tanımlanabilmektedir. Toplumsal ilişkiler, davranışlar ya da toplumsal organizasyon ilkeleri hakkında bizlere fikir verebilecek bir kavram olan cinsiyet, bazı araştırmacılar için sosyal rollerimizi kısıtlayan bir süreci yansıtmakta hatta konuşma pratiklerimizi dahi doğrudan etkilemektedir (Aikhenvald, 2016: 1). Özetle cinsiyetin biyolojik bir ayrımdan ziyade gündelik hayatımıza yön veren, onu inşa eden bir kavram olduğunu söylemek mümkündür.