Tezin Türü: Doktora
Tezin Yürütüldüğü Kurum: Eskişehir Osmangazi Üniversitesi, SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ, Temel Tıp Bilimleri, Türkiye
Tezin Onay Tarihi: 2021
Tezin Dili: Türkçe
Öğrenci: EMİNE YAĞCI
Danışman: Hülyam Kurt
Özet:
Prostat kanseri, özellikle yaşlı
erkekleri etkileyen, erkeklerde en sık görülen ikinci kanserdir. Prostat kanseri
riskinin %42 kadarının, genetik etkiler tarafından açıklanabileceği tahmin
edilmektedir ve yüksek morbiditesine rağmen etiyolojisi tam olarak
bilinememektedir.
Prostat kanserinin tanısında serum
prostat spesifik antijen (PSA) seviyeleri kullanılır. Ancak, PSA'nın serum
seviyelerindeki artış kansere özgü değildir ve BPH'li hastalarda da görülebilir.
Bu nedenle prostat kanserinde teşhis için daha spesifik biyobelirteçlerin
tanımlanmasına ihtiyaç vardır.
Kanser gibi hastalıkların prognozu
zayıf kaldığı için modern moleküler biyoloji ve tıp, terapötik ve prognostik
öneme sahip yeni genomik belirteçlerin geliştirilmesiyle ilgilenmektedir. Tek
nükleotid polimorfizmleri (SNP'ler) en önemli genomik belirteç türlerinden
biridir.
İnflamasyon, enfeksiyon veya
kimyasallara ve partiküllere maruz kalmanın neden olduğu fizyolojik yaralanmaya
karşı karmaşık bir tepkidir. Prostatik inflamasyonda hücresel olarak doğrudan
üretilen sitokinlerin yanı sıra, TLR’ler ve NLR’ler gibi doğuştan gelen
bağışıklıkta görevli moleküller de özel bir aktiviteye sahiptir. Ayrıca yapılan
çalışmalar, kemokinler, siklooksigenazlar ve prostat kanseri geliştirme riski
arasında bir ilişki olduğunu göstermiştir.
Çalışmamız, inflamatuar süreçte etkili
olan kemokinler (CCL11, CCR3, CXCL12, CXCR4), kalıp tanıma reseptörleri (NOD1,
NOD2, TLR4) ve sikloksigenaz (COX-2) genlerine ait 8 SNP ve inflamatuar süreçte
görevli IL-1β, LY96 ve TLR4 proteinlerinin serum seviyelerininin prostat
kanseri riski ile ilişkisini belirlemek amacıyla planlanmıştır.
Çalışmamızda; 90 hasta (28 BPH, 62
Prostat kanseri tanısı alan) ve 90 sağlıklı bireyden alınan kan örneklerinden DNA
izole edilmiştir. Polimorfizmlerin değerlendirilmesi için PCR-RFLP yöntemi
kullanılmıştır. Serum protein seviyelerinin belirlenmesi için elisa kiti
kullanılmıştır.
Değerlendirilen tüm gruplar için CCR3 rs4987053 ve COX-2
rs689466 varyantları genotip dağılımları ve allel frekanslarının gruplar
arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark gösterdiği belirlenmiştir. rs4987053 varyantı için
homozigot, resesif ve dominant modellerde, rs689466 varyantı için
heterozigot-dominant modelde genotip dağılımlarında istatistiksel olarak
anlamlı fark bulunmuştur. Ayrıca NOD1 rs5743336 varyantı genotip dağılımlarında
non-kanseröz ve prostat kanseri grubu arasında anlamlı fark tespit edilmiştir. rs5743336
varyantı prostat kanseri ve kontrol grubu arasında genotip dağılımları ve allel
frekanslarında, ayrıca heterozigot, homozigot ve dominant modelde genotip
dağılımlarında istatistiksel olarak anlamlı fark belirlenmiştir. Bununla birlikte
rs16969415, rs1801157, rs2228014, rs2066847, rs4986791
polimorfizmleri ile prostat kanseri riski arasında anlamlı bir ilişki belirlenememiştir.
Serum IL-1β,
LY96 ve TLR4 protein seviyelerinde tüm
gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı fark belirlenmiştir. İnflamatuar protein seviyeleri ve gen varyantlarının genotip
dağılımlarına göre analizinde, TLR4 serum seviyesi
ile varyantlar arasında anlamlı fark belirlenemezken, IL-1β serum
seviyeleri ile rs689466
varyantı arasında anlamlı bir fark saptanmıştır. Ayrıca, LY96 serum
seviyeleri ile rs2228014, rs5743336 varyantları arasında da anlamlı bir fark
belirlenmiştir.
Anahtar kelimeler:Prostat kanseri, inflamasyon, polimorfizm, kemokin, TLR4, NOD1,
COX-2, LY96, IL-1β.