Seramik endüstrisi atık suyunun genotoksisitesinin belirlenmesi


Tezin Türü: Yüksek Lisans

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Eskişehir Osmangazi Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Moleküler Biyoloji Bilim Dalı, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2022

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: DENİZHAN ÖZER ŞAHİN

Danışman: Ferhan Korkmaz

Özet:

Endüstriyel üretimlerde su kullanımı oldukça fazladır. Bundan dolayı üretimler sonucunda atık su oluşumu gerçekleşmektedir. Bu atık sular mikrobiyal çevreye zararlar verdiği gibi endüstri kuruluşunun faaliyet konusuna göre insan yaşamına da olumsuz etkileri olabilmektedir. Seramik üretimi sonucunda açığa çıkan atık suyun üretimde kullanılan maddelerden dolayı bileşiminde barındırdığı organik ve inorganik madde içeriği sebebiyle toksik etkisinin olduğu düşünülmektedir. Bu sebeple endüstriyel atık suların toksisitesinin araştırılıp analiz edilmesi gerekmektedir. Bu tez çalışmasında seramik endüstrisi atık suyunun beş farklı konsantrasyonunun (%100, %50, %25, %10 ve %1) Klebsiella pneumoniae DNA’sı üzerindeki genotoksik etkileri RAPD yöntemiyle, atık suyun akut toksisite etkileri ise Mikrotoks yöntemi ile araştırılmıştır. Ayrıca bu atık sular biyosorpsiyon işlemine tabii tutulduktan sonra aynı yöntemler ile genotoksisitesi ve akut toksisitesi tekrardan belirlenmiştir. RAPD yönteminde Klebsiella pneumoniae % 100, % 50, % 25, % 10 ve % 1 atık su konsantrasyonları ile hazırlanan besiyerlerine inoküle edilmiş ve 24 saat 37 °C’de inkübasyona bırakılmıştır. Bu kültürlerden izole edilen DNA örnekleri ile PCR yapılmıştır. 10 nükleotid uzunluğunda primerler olan OPAR3, OPAR8, AP4 ve Primer640 kullanılmıştır. Atık suya maruz kalan DNA örneklerinin RAPD profillerinde kontrol DNA’ya göre farklı konsantrasyonlarda atık su örneklerinin genomik stabiliteyi etkileyebilme potansiyelleri olduğu gözlenmiştir. RAPD yönteminde kullanılan 5 farklı atık su konsantrasyonunun akut toksisite etkileri, Vibrio fischeri’nin biyolüminesans özelliğinin kullanıldığı mikrotoks yönteminde belirlenmiştir. Mikrotoks yönteminde, yapılan test sonucunda alınan sonuçlara göre de Vibrio fischeri’nin ışıma miktarlarında azalma gözlenmiştir. Her konsantrasyonda farklı yüzdesel etkiler gözlenmiştir. Biyosorpsiyon sonrasında yapılan RAPD ve Mikrotoks yöntemlerinin sonuçlarına bakıldığında, biyosorpsiyon öncesine göre genomik instabilitelerde düşüş ve yüzdesel etkilerde azalma gözlenmiştir.