Kent içerisinden geçen su ögelerinin değişen algısı: Porsuk nehri analizi


Tezin Türü: Yüksek Lisans

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Eskişehir Osmangazi Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Mimarlık, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2022

Tezin Dili: İngilizce

Öğrenci: NECMİYE SEÇİL YOLALAN

Asıl Danışman (Eş Danışmanlı Tezler İçin): Ayşen Öztürk

Eş Danışman: Ebru Bingöl

Özet:

İnsanoğlu yerleşik düzene geçtiği andan itibaren çoğunlukla su kenarlarına yerleşmiş ve medeniyetlerini bu doğal tektonik ile iç içe kurmuşlardır. Suyu, gündelik hayatlarında taşıma, ticaret ve temel yaşamsal ihtiyaçları için kullanmışlardır. Kentlerin oluşum ve gelişim süreçlerinde, su ögesi önemli bir belirleyici olmuştur. Bu çalışmada örneklem alanı olarak Eskişehir kenti ve Porsuk nehri ilişkisi seçilmiştir. Kentin kuruluşuna ve gelişimine bakıldığında nehir, kentin merkezinden geçmiş ve sosyo-ekonomik yapısında önemli bir belirleyici olmuştur. Porsuk Nehri üzerine baraj inşa edilene kadar birçok kez taşmış olmasına rağmen kent halkı, Porsuk ile uzlaşmacı bir şekilde yaşamış, kıyısına yalılar ve iskeleler inşa etmiş, ulaşımını sağlamıştır. Suyun içerisine kurulan değirmenler ilk ticari nüveleri oluşturmuştur. Geçmişte Porsuk Nehri'ne açılan tüm yollar, suyun her yerden algılanmasına olanak tanımıştır. Şehirleşme süreci içerisinde, kat mülkiyeti kanunun çıkması ile su kenarındaki yalılar, yerini yüksek katlı apartmanlara bırakmıştır. Bu apartman dizileri, su ve kent arasında bir sınır haline gelerek, suyun algısını önemli ölçüde azaltmıştır. Bu çalışma, Porsuk Nehri'nin kent ve kentli ile kurduğu ilişkinin değişen algısını tespit etmek amacıyla yapılmıştır. Öncelikle, suyun yaya olarak kent içerisindeki algılanabilirliğinin tespiti için, Porsuk Nehri'ni dik kesen ve kullanıcı yoğunluğunun yüksek olduğu sokaklar mekan dizim yöntemi kullanılarak belirlenmiştir. Daha sonra mekan dizim yöntemi ile belirlenen sokaklardan Porsuk Nehri'nin algılanabilirliği, seri görüş analizi ile ortaya çıkartılmış ve toplanan bilgiler kentsel mekan algısı literatüründen oluşturulan on iki kavram üzerinden değerlendirilmiştir. Sonuç olarak kentler ile su ögelerinin daha bütüncül bir ilişki içinde olmalarının önemi üzerinde durulmuş ve kentteki su algısını artırabilecek öneriler sunulmuştur.