Damak Tadı: Zihnin ve Kültürün Yüksek Zevki Abbasiler Döneminde Yemek ve Mutfak


Arifoğlu Y.

Tarihin Peşinde Hayatın İçinde Selahaddin Önder'e Armağan, Mesut Erşan-Emine Gümüşsoy, Editör, İdeal Kültür Yayıncılık, İstanbul, ss.41-60, 2021

  • Yayın Türü: Kitapta Bölüm / Araştırma Kitabı
  • Basım Tarihi: 2021
  • Yayınevi: İdeal Kültür Yayıncılık
  • Basıldığı Şehir: İstanbul
  • Sayfa Sayıları: ss.41-60
  • Editörler: Mesut Erşan-Emine Gümüşsoy, Editör
  • Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Yemek bir toplumun içinde bulunduğu koşulları yansıtan ayna işlevine sahip iyi göstergelerdendir. Çünkü toplumun anlayışı ve estetiği yemekten bağımsız değildir. Malzemelerin zenginliği, hazırlanması, pişirme yöntemleri, sunum şekli, usul ve erkanı yemeği salt bir karın doyurmanın ötesine taşımakta ve sanata dönüştürmektedir. Gastronomi bu açıdan bir bütün olarak toplumun bakış açısını ve estetiğini yansıtmaktadır. Abbasi toplumunda insanın bedensel ve zihinsel yönlerinin doyurulmasıyla ilgili pratik felsefede üzerine konuşulan konuların başında gelmektedir. Evrendeki her şeyin birbiriyle ilintili olduğu anlayışına uygun olarak zihin ve beden arasında keskin bir ayrılığın olmadığı düşüncesi hakimdir. Bedeni beslemek düşünsel ve ruhsal doyum kadar önemli sayılırdı. Her iki alan da organik bir bütünün parçası olarak görülürdü. Yemeğe yüklenilen bu anlam karşısında, “insan ne yese odur” söylevi hakim bir paradigmaya dönüştü. Gerek yemek ve sağlık arasındaki ilişki gerekse maddi ve manevi dünyaların karşılıklı bağlantısına dair daha engin bir bakış açısı bu anlayışın ürünüdür. Abbasi toplumunda yemek konusunda geçim kaygısının ötesinde bir ilgi söz konusuydu. Bu dönemde damak zevki oldukça inceldi. Yemek pişirme bir sanat haline geldi. Bitkisel ilaçların faydaları, yemeklerin yarar ve zararları ve ilaçların besinlerle alınması bir kültürü meydana getirdi. Zarif kişilerin yemek merakı ve bilgisi, görgülü yaşam tarzında damak tadını ve estetik zevki birbirine bağlayan temel özelliklerden birisiydi. Özellikle soyluların siyasal, sosyal ve kültürel yaşamında yemek farklı biçimlerde her zaman önemli rol oynardı. Yemek pişirme medeniyet ile özdeşleştirilmekte, medeni insanlar olgun, diğerleri çiğ olarak tarif edilmektedir. Yemeğe değer vermek, hazırlanışına harcanan emeğe minnet duymak ve karnın doyması karşısında Allah’a duyulan şükran, yerleşik bir yaşam biçimine dönüştü